Şirazlı Hafız Kimdir?
Hâfız (Şirazlı), asıl adı Şemseddin Muhammed , İranlı şair. Gazel türünün öncüsü olarak tanınmış, Osmanlı divan şairlerini de büyük ölçüde etkilemiştir.

Hâfız (Şirazlı), asıl adı Şemseddin Muhammed (d. 1325/26, Şiraz – ö. 1389/90, Şiraz), İranlı şair. Gazel türünün öncüsü olarak tanınmış, Osmanlı divan şairlerini de büyük ölçüde etkilemiştir.
Yaşamına ilişkin bilgiler çağdaşlarının kendisiyle ilgili yazılarına ve söylentilere dayanır. Abdünnebi Fahrüzzaman’ın Meyhane adlı yapıtına göre İsfahan’dan Şiraz’a göçmüş ve ticaret yaparak büyük servet edinmiş Bahaeddin adlı birinin oğludur. Bahaeddin’in ölümü üzerine aile yoksul düşünce Şemseddin bir hamurkârın yanında çalışmaya başladı. Bir yandan geçimini sağlarken, bir yandan da olanak buldukça okula gitti. Şiir seven ve şiirden anlayan bir kumaş tüccarı, Şemseddin’i şiire özendirdi, ama o ilk denemelerinde pek başarılı olamadı. Öğrencilerinden biri olduğu sanılan Muhammed Gülendam’ın verdiği bilgilere göre, medrese öğrenimi görmüş, ayrıca hadis, kelam, tefsir, fıkıh okumuş ve Arap şairlerini incelemişti. Kuran’ı ezberlemiş, 14 ayrı biçimde okuyabilmesi nedeniyle de Hâfız mahlasını almıştı. Bütün yaşamını Şiraz’da geçiren Hâfız, herhangi bir. devlet görevi almamakla birlikte, devletin önde gelenleriyle yakın ilişki içinde olmuştu. Sucai’nin Enisü’l-Has adli yapıtına göre Şiraz’ı istila eden Timur’la da görüşmüştü.
Şiraz’ın siyasal bir kargaşanın içinde bulunduğu, istilaların ve iktidar değişikliklerinin birbirini izlediği bir dönemde yaşayan Hafız’ın övdüğü ilk hükümdar Ebu Ishak İncu idi. Sanat, edebiyat ve bilime çok değer veren bu hükümdarın döneminde Hâfız rahat ve huzurlu bir biçimde yazdı. Tutucu ve zalim bir kişi olan Mubarizüddin Muhammed döneminde zor duruma düştüyse de, onu devirip iktidarı ele geçiren Şah Şüca’nın saltanatı sırasında eski parlak günlerine kavuştu. Timur istilasından sonra yönetime gelen Şah Mansur zamanında da gözde bir şair olmayı sürdürdü.
Hafız’ın şiirlerinde Şiraz’daki yaşamdan ayrıntılar, devlet büyüklerinin yaşam alanına ilişkin bilgiler, tarihsel olayların yankılan yer alır. Onun yaşamına yön veren düşüncelerden biri de tasavvuftur. Gazellerinde bütünlüğü sağlayan, düşüncelerin mantıksal akışından çok, konu ve simge birliğidir.
Hafız’ın Şiirleri
Hâfız, aşk ve şarap motiflerinin kullanıldığı geleneksel gazel konularına bir yenilik ve ustalık getirerek şiirini sıkıcı bir biçimsellikten kurtarmıştır. Bir başka özgün yanı da övgü şiirlerini kaside yerine gazel biçiminde yazmasıdır. Yapay ustalık gösterilerini reddetmiş, ikiyüzlülüğe ve basitliğe karşı duyduğu nefreti dile getirmiş ve günlük yaşantıyı evrenselleştirmiştir. Olağanüstü coşkulu ve müzikli bir şiir dili kurmuştur. Özellikle Cahiliye dönemi Arap şairlerinden esinlenmiştir. Farsçanın olanaklarından büyük ölçüde yararlanmış, ayrıca birçok yeni sözcükle kendine özgü bir gazel dili kurmuştur. Dizelerinde yer verdiği Arapça sözcükler Farsçanın ses uyumunu ve dilin bütünlüğünü bozmamıştır.
Hafız’ın şiirinin odak noktasını, zaman zaman acı ve özlemle sarsılan bir sevgi oluşturur. Bu sevgi insanın varlık koşullarından biridir; insandan başka ağaç, çiçek, göl, kuş ve ceylan gibi varlıkları da kapsar, onların arasında birlik ve bütünlüğü sağlar. Hafız’a göre insan mutlu olmak için yaşamalı, bunulî için de ölçülü davranmayı ve öbür insanlarla iyi geçinmeyi başarmalıdır. Yalnızca yaşanan dünyaya inanan Hafız’a göre sevgi belli bir güzele bağlanmak değildir, yaşamın bütününü içerir. Hâfız Divanı uzun süre falname olarak da kullanılmış, İran’da ve İran dışında birçok kez basılmıştır. Yapıtın Mirza Muhammed Kazvini ve Kâzım Gani tarafından 1942’de Tahran’da yayımlanan taş baskısının en iyi ve en güvenilir basım olduğu kabul edilir. Önce Arapçaya, daha sonra Mininski tarafından Latinceye (1680), Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Türkçeye (Hâfız Divanı, 1944), Herman Bicknell (1875), H. Wilber- force Clarke (1891), G. L. Bell (1897) ve Walter Leaf tarafından toplam dört kez Ingilizceye, Arthur Guy (1927) tarafından Fransızcaya çevrilmiştir.
Originally posted 2021-11-19 09:57:54.