Sağlık – Lafmacun.Net – Sosyal İçerik Platformu https://lafmacun.net Kullanıcılarına güzel sözler, harika içerikler tamamen güncel ve özgün bilgiler sunan Harika sosyal içerik platformu. Mon, 22 Apr 2024 21:12:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://lafmacun.net/wp-content/uploads/2019/07/cropped-logo512-20220601-225252-32x32.png Sağlık – Lafmacun.Net – Sosyal İçerik Platformu https://lafmacun.net 32 32 Roaccutane Nedir – Yan Etkileri Nelerdir? https://lafmacun.net/roaccutane-nedir-yan-etkileri-nelerdir/ https://lafmacun.net/roaccutane-nedir-yan-etkileri-nelerdir/?noamp=mobile#respond Mon, 22 Apr 2024 21:12:52 +0000 https://lafmacun.net/?p=43620 Roaccutane, birkaç yıl önce ablamın yüzünde çıkan gül hastalığı nedeniyle doktorun tavsiye ettiği ama olası yan etkileri nedeniyle ablamın kullanmaya cesaret edemediği bir ilaç olarak tanıdım. Bu yazıda çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde ve şiddetli devam eden akne tedavisinde kullanılan Roaccutane adlı ilaca dair merak edilen soruların yanıtlarını araştırdım. Genel itibariyle bu yazı Roaccutane nedir, roaccutane …

Bu yazı Roaccutane Nedir – Yan Etkileri Nelerdir? ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Roaccutane, birkaç yıl önce ablamın yüzünde çıkan gül hastalığı nedeniyle doktorun tavsiye ettiği ama olası yan etkileri nedeniyle ablamın kullanmaya cesaret edemediği bir ilaç olarak tanıdım.

Bu yazıda çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde ve şiddetli devam eden akne tedavisinde kullanılan Roaccutane adlı ilaca dair merak edilen soruların yanıtlarını araştırdım. Genel itibariyle bu yazı Roaccutane nedir, roaccutane nasıl kullanılır ve roaccutane yan etkileri nelerdir sorularının cevaplarından oluşacak.

Roaccutane Nedir? Ne için kullanılır?

En genel tanımla Roaccutane: ‘izotretinoin etken maddeli, daha önceden denenmiş tedavilere yanıt vermeyen şiddetli akne tedavisinde kullanılan, reçeteli bir ilaçtır’ diyebiliriz.

Bu tanımdan şunu anlıyoruz ki bu ilaç, bir üst aşama tedavi sırasında kullanılmaktadır. Yani ciltteki bir akne için öncelikle antibiyotik ilaçlar ve farklı tedaviler doktor tarafından önerilip, uygulanıyor. Fakat bu tedavilerden sonuç alınamazsa ve ciltte yumrulu bir akne ya da kalıcı yara izi bırakma riski olan şiddetli bir akne varsa bu tür durumların tedavisinde bu ilacın kullanılması gerekebiliyor.

Bu ilaç karaciğerde sentezleniyor. İlacın vücuttaki görevi ise cildin yağ aktivitesini baskılayıp, mümkün olduğu kadar durdurmaktır. Yani ilaç vücuttaki yağ oluşumunu baskılayarak aknenin beslenmesini engellemeye çalışır.

Üst aşama bir ilaç olduğu için tedavi süreci bir dermatolog tarafından başlanır, planlanır ve takip edilir. Aynı zamanda ciddi yan etkileri olabildiği için kullanım esnasında bazı şeylere dikkat etmek gerekir.

Roaccutane Nasıl Kullanılır?

Roaccutane tedavisi genel olarak 16 ila 24 hafta arasında devam eder. İlaç ağız yoluyla, tok karnına alınır. Yemekle ya da içecekle birlikte bütün olarak yutulur, ağızda çiğnenmesi tavsiye edilmez.

Bu ilaç ciddi yan etkileri olabilen, üst aşama bir ilaç olduğu için kesinlikle doktor kontrolünde başlanmalı ve kullanılmalıdır. Bırakılacaksa bile yine doktor kontrolünde bırakılmalıdır.

Doktorunuz bu ilacı önerdiyse ve siz de kullanmaya karar verdiyseniz öncelikle çeşitli test ve tahlillerin yapılması gerekiyor. Karaciğer ile ilgili bir hastalığınız yoksa, kadınlarda hamilelik gibi bir durum yoksa ve yapılan test sonuçlarında ilacı kullanmaya engel bir durum yoksa tedavi planlanarak başlanıyor.

Herkesin bünyesi farklı olduğu için ve vücudun ilaca karşı vereceği tepkiler aynı olmayacağı için genellikle ilk olarak düşük dozlarla başlanılır. Uzman doktor bu ilk dozları kişinin kilosuna ve bünyesine göre belirleyip ayarlar ve tedavi süreci başlamış olur.

Roaccutane kullanılmaya başlandıktan sonra kişi, herhangi bir yan etki olması ihtimaline karşı kendini sürekli gözlemler. Bir ay düzenli kullandıktan sonra kontrol amacıyla doktora gidilir. Doktor yeniden testler ve tahliller yapar, sonuçları değerlendirir.

Yapılan tahlil sonuçlarına göre herhangi anormal bir durum yoksa tedaviye devam edilir. Fakat olumsuz bir durum varsa o aşamada uygun tedaviyi yine doktorun kendisi belirler.

Roaccutane Kullanan Kadınlar Şunlara Özellikle Dikkat Etmelidir:

Gebelik sırasında Roaccutane kullanılması kesinlikle tavsiye edilmez. Çünkü gebelik sırasında kullanılan tek bir doz bile düşük, erken doğum, bebeğin ölümü, çeşitli kalıtımsal hastalıklar ya da doğum kusurlarına neden olabilmektedir. O yüzden gebelik durumunda ilacın kullanımı ciddi anlamda bir risk taşır.

Doktor bu riskleri hastaya yazılı ya da sözlü olarak açıklar. Gebelik sırasında bu ilacı kullanmanın olası yan etkilerini açık bir şekilde ifade eder. Diğer yandan ilaç kullanmaya başlanmadan yaklaşık 1 ay kadar önce doğum kontrolüne başlanmalıdır yani hamilelik engellenmelidir.

Kadınlarda tedaviye başlamadan önce yapılan testlerden birisi de gebelik testidir. Yukarıda da değindiğim gibi eğer gebelik durumu varsa ilaca başlanılması tavsiye edilmez ama gebelik durumu yoksa tedavi başlanabilir.

Yine emziren annelerin de bu ilacı kullanması yasaktır. Çünkü ilacın etkileri süte geçecektir ve sütten de bebeğe geçebilir. O yüzden emziren anneler için de kullanımı uygun değildir.

Bunların haricinde diğer kullananlar şunlara dikkat etmelidir:

– Doktorun önerdiği dozlarda ve doktorun önerdiği şekliyle kullanılmalıdır.

– 12 yaş üstü kişiler kullanmalıdır ve 12 yaş altındaki çocuklar için tavsiye edilmez.

– İlaç kapsülleri çiğnenmeden yutulmalıdır.

– İlaç kapsülleri tok karnına içilmelidir. Özelikle yemek esnasında yemeğin sonlarına doğru içmek ilacın emilimini kolaylaştıracaktır.

– İlaç karaciğerde sentezlendiği için özellikle karaciğer rahatsızlığı olanların ya da karaciğer yetmezliği olanların kullanmaması gerekmektedir.

– İlaç ciltteki yağları baskıladığı için tedavi sürecinde ciltte kuruluk oluşacaktır. Ki bu durum en yaygın yan etki olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür durumlarda nemlendirici merhem, krem vb ürünler destek amacıyla kullanılabilir.

– Cilt kuru olacağı için güneşe karşı bir hassasiyet oluşabilir. Ki bu durumu doktorunuz da özellikle belirtecektir. Tedavi sürecinde mümkün olduğu kadar doğrudan güneş altında uzun süre kalmamaya dikkat edilmelidir. Güneşe çıkmadan önce de güneş kremi kullanılmalıdır.

– Tedavi sırasında ya da tedaviden sonraki 1 ay içerisinde kan bağışında bulunmamak gerekir. Çünkü ilaç bir süre daha kanda etkisini devam ettireceği için bağışta bulunduğunuz kan ile bir başkasında yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilirsiniz. Özellikle verdiğiniz kan hamile birine nakledilirse istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.

Roaccutane Yan Etkileri Nelerdir?

En Sık Görülen Yan Etkiler:

– En sık olarak dudaklarda, yüzde ve ciltte kuruluk şikâyeti ortaya çıkmaktadır.

– Ciltte kızarma, iltihaplanma, soyulma, dökülme ve kaşıntı olabilmektedir.

– Karaciğer enzimlerinde artış olabilmektedir.

– Kimi hastalarda aşırı terleme, kaşınma, ciltte şişme görülebilmektedir.

– Kimi hastalarda geçmeyen ya da sık tekrar eden baş ağrısı, agresifleşme, sürekli uykusuzluk ve yorgunluk hissetme hali olabilmektedir.

– Sırt ağrısı, kas ağrısı ve eklem ağrıları olabilmektedir.

– Boğazda ve burunda yara ve iltihap olabilmektedir.

Roaccutane Neden Bu Kadar Tartışılıyor?

Bu sorunun birden fazla cevabı olmakla birlikte bana göre özellikle 2 cevap özelinde açıklanabilir.

Birincisi; gebelik sürecinde, öncesinde ve sonrasında ortaya çıkabilen ciddi yan etkilerinin olması nedeniyle kadınlar tarafından ihtiyatla karşılanmaktadır. Hem kendi sağlıkları açısından hem de çocuk açısından ciddi sorunlara sebep olabilmesi nedeniyle, doktor kontrolü altında çok dikkatli bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bu yönüyle çok tartışılıyor.

Diğer yandan Roaccutane ilacının tartışılan ikinci yönü ise ilacın zihinsel bazı yan etkilerinin olabilmesidir diyebilirim. İlaç prospektüsünde yer alan bilgilere göre;

Seyrek olarak:
-depresyon ve depresyonla ilgili bozukluklar
– Mevcut depresyonun daha da kötüleşmesi
– Şiddete meyilli ve agresif olmak gibi durumlar görülebilmektedir.

Çok Seyrek Olarak:
-Bazı insanlar kendilerine zarar verme ve hayatlarına son verme düşüncesi içerisinde olabilmektedir. Yani kısaca kişide intihar düşüncesi, intihar girişimi ya da bizzat intihar şeklinde davranışlar ortaya çıkabilmektedir.
– Olağan dışı davranışların olması
– Normalde olmayan bir şeyler görme olmayan sesler duyma gibi durumlar olabilmektedir.

İşte özellikle bu iki etken nedeniyle insanlar Roaccutane kullanmaya karşı ihtiyatlı yaklaşıyor ve kimisi tedaviyi reddediyor.

Hamilelik sürecinde kullanılması elbette ciddi riskler meydana getirebilir. Fakat burada ikinci yönüne dikkat çekmek istiyorum. Roaccutane ilacın çeşitli zihinsel yan etkilere yol açabilir ifadesi doğrudur fakat risk oldukça düşüktür.

O yüzden burada yanlış bir algı olmamalıdır. Yani her kullanan kişide zihinsel yan etkiler mutlaka ortaya çıkacak diye bir durum yok. Kişinin bünyesine ve kişisel özelliklerine göre çıkma ihtimali olabilir.

Roaccutane Fiyatı:

2024 yılı için güncel roaccutane fiyatı ortalama olarak 1125 TL civarındadır.

Sonuç Olarak:

Roaccutane ilacı ciltteki akne tedavisinde kullanılan, ciddi anlamda yan etkileri olabilen ve sürekli doktor kontrolü altında alınması gereken bir ilaçtır.

Bu ilacın olumlu ya da olumsuz etkileri tamamen kişiden kişiye göre değişmektedir. Bu zamana kadar bu ilacı yüzlerce kişinin kullandığını unutmayın. Kimi kullanlar ilaçtan fayda görüp memnun olduğunu ifade ederken kimisi de bir faydasını görmediği ve hatta aksine bazı yan etkiler gördüğünü ifade etmiştir.

O yüzden Roaccutane hakkında “mutlaka kullanın” ya da “asla kullanmayın” diye bir yorumda bulunmak doğru olmayacaktır. Eğer doktorunuz bu ilacı kullanmanızı uygun gördüyse, onun gözetimi ve kontrolü altında tedaviye başlamanız daha doğru olacaktır. Olumlu ya da olumsuz etkilerini süreç içerisinde görüp duruma göre bir yol izlemeniz en doğru seçenek olacaktır.

Sağlıkla kalın.

Bu yazı Roaccutane Nedir – Yan Etkileri Nelerdir? ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/roaccutane-nedir-yan-etkileri-nelerdir/feed/ 0
Biyolojik Saat Nedir? Vücudun Biyolojik Saatleri https://lafmacun.net/biyolojik-saat-nedir/ https://lafmacun.net/biyolojik-saat-nedir/?noamp=mobile#respond Thu, 18 Apr 2024 10:32:40 +0000 https://lafmacun.net/?p=43612 Biyolojik saat verimli, başarılı ve aynı zamanda sağlıklı bir hayat sürmemiz için yaratıcı tarafından bahşedilmiş mükemmel bir sistemdir. Bu sisteme uyduğumuz takdirde vücut doğa ile uyumlu bir çalışma içerisine giriyor. Bu da gün içerisinde daha verimli olmamızı, yaptığımız işlerde daha başarılı olmamızı ve daha sağlıklı olmamızı sağlıyor. Bu yazıda sirkadiyen ritim olarak da bilinen biyolojik saati her yönüyle …

Bu yazı Biyolojik Saat Nedir? Vücudun Biyolojik Saatleri ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Biyolojik saat verimli, başarılı ve aynı zamanda sağlıklı bir hayat sürmemiz için yaratıcı tarafından bahşedilmiş mükemmel bir sistemdir. Bu sisteme uyduğumuz takdirde vücut doğa ile uyumlu bir çalışma içerisine giriyor. Bu da gün içerisinde daha verimli olmamızı, yaptığımız işlerde daha başarılı olmamızı ve daha sağlıklı olmamızı sağlıyor.

Bu yazıda sirkadiyen ritim olarak da bilinen biyolojik saati her yönüyle incelemeye ve vücudun biyolojik saatleri hakkında merak edilenleri açıklamaya çalıştım. Biyolojik saat hakkında yaptığım araştırmalar sırasında pek çok yeni şey ve faydalı bilgiler edindim. Umarım sizler de istifade edersiniz.

Biyolojik Saat Nedir?

Biyolojik saat en genel ve kısa tabirle; vücuttaki hormonların ne zaman salgılanacağını gibi metabolik işlemleri düzenleyen bir sistemdir.

Örnek olarak hayvanların çiftleşme zamanları gelince o dürtüyü sağlayan ya da kuşların göç etme zamanlarının geldiğini ifade eden şey de yine biyolojik saat sistemi içerisinde işler. Bu saat, güneşin hareketleri ile doğrudan ilişkilidir.

Örneğin kedilerin mart ayı geldiği zaman üreme hormonlarını harekete geçiren şey budur diyebiliriz. Aslında kediler yıl boyunca farklı zamanlarda da çiftleşmeye devam eder ancak özellikle mart aylarında havaların ısınması, günlerin uzamaya başlaması gibi etkenler kedilerdeki cinsel dürtüleri harekete geçirir. Diğer yandan ev kedileri yapay ışıklara maruz kaldığı zamanlarda da bu hormonlar devreye girebilir.

Bu örnekten anlıyoruz ki güneşin hareketleri hormonların da hareketlerine doğrudan etki ediyor. Bu durum insanlar için de benzer şekilde işliyor. İşte bu yazıda bu biyolojik saatin insan vücudundaki etkilerini göreceğiz.

Her Hücrenin Bir Biyolojik Saati Var

İnsan vücudundaki hemen her hücrede bu saatin işlediğini görmekteyiz. En basitinden vücut ısılarımız, salgılanan hormonlarımız, tansiyon düzeylerimiz, kalp ritimlerimiz ve metabolizmamız gibi tüm etkiler bu saatin işleyişine göre hareket ediyor.

Gece uykumuzun gelmesi ve verimin düşmesi, sabahları uyanmamız ve dinç olmamız, belli saatlerde acıkmamız gibi pek çok maddeyi bu saat ile açıklayabiliyoruz. Biyolojik saat insan vücudunda 24 saatlik bir döngüyü kapsıyor.

Araştırmalara Göre Vücudun Biyolojik Saatleri:

06.00: Vücutta kortizon hormonu salgılanmaya başlıyor. Organizmalar uyanıyor ve vücut kalkmaya hazırlanıyor.

07.00: Bu saatte vücut güne hazırlanıyor ama henüz tam bir güç toplayamıyor. Özellikle bu saatlerde spor gibi vücudu harekete geçirecek, kalp ritmini artıracak ve dolaşımı hızlandıracak şeylerden uzak durmak tavsiye edilir. Bu saatte güzel bir kahvaltı yapmak daha faydalı olacaktır. Ayrıca bu saatte sindirim sistemi en iyi şekilde çalışıyor.

08.00: Bu saatte nabız ve tansiyon yükselmeye başlıyor ve damarlar daha fazla daralmaya başlıyor. Bu sebeple bu saatlerde kalp krizi riskinin yüksek olduğu belirtiliyor. Özellikle bu saatlerde sigara içmek bu riskleri daha da fazla artırıyor.

09.00 – 11.00 arası: Bu saat dilimleri belleğin en aktif olduğu zamandır. Vücut dinç bir şekilde, etkili olarak çalışıyor. Ayrıca konsantrasyon daha yoğun oluyor. Mantıklı düşünme, doğru kararlar verme gibi yetiler daha aktif oluyor. Yani bir işe karar vereceğiniz zaman bu saat dilimlerinde karar vermek daha doğru olacaktır.

Ayrıca saat 09.00’da vücut dirençli olduğu için ilaçlardan da etkili sonuç alınmasını ve yan etkilerin azalmasını sağlıyor. Özellikle aşı ve röntgen gibi işlemlerin bu saatlerde yapılması önerilmektedir.

12.00 – 14.00 arası: Bu saatler vücudun dinlenme saati olarak nitelendiriliyor. Midedeki asit miktarı fazlalaşıyor, acıkma hissi ortaya çıkıyor ve beynin dikkati azalıyor. Aynı zamanda uyku basması yaşanıyor.

Bu saatlerde yenilen yemek ile birlikte mide daha çok çalışmaya başlıyor, vücut kendini yorgun hissediyor. Bu saatlerde kısa bir uyku uyumak bu etkileri büyük oranda azaltıyor.

Gün içinde bu saatlerde uyuma imkanı olanların uyuması, gün içinde alınacak verimi büyük oranda artıracaktır. Zira öğlen uykusu uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir. Kimi ülkelerde öğlen uykusu için zaman ayrılmaktadır. Ayrıca Peygamberimiz de bu saatlerde “kaylule” denilen öğlen uykusunu tavsiye etmiştir.

15.00: Bu saate ikinci en verimli saat diyebiliriz çünkü hem mutluluk hormonları salgılanır hem de kaybedilen enerji yeniden gelir. Burada sabahki gibi yüksek bir enerji ve verimlilik beklemek doğru olmayacaktır, enerji nispeten daha düşüktür.

16.00 – 17.00: Bu saatlerde tansiyon ve kan dolaşımı en iyi seviyelere gelmektedir. Organlar çok iyi çalışmakta ve vücut kuvveti artmaktadır. Ayrıca adrenalin hormonu ciddi oranda artar. O yüzden bu saatlerde spor yapmak daha çok fayda sağlayacaktır ve spor için bu saatler tavsiye edilir.

18.00: Akşam yemeği için önerilen saat dilimi bu zamandır. Çünkü artık beden yorulmaya başlar ve yemek ihtiyacı hisseder. Mide ait salgılamaya başlar ve bu da genel bir yorgunluk ve halsizlik durumu ortaya çıkarır.

19.00 – 20.00 saatleri: Bu saatlerde hava kararmaya başladığı için vücutta da melatonin hormonu salgılanmaya başlar. Bu hormon uyku hormonu olarak da bilinir. O yüzden kan basıncı azalır, mide sindirime devam eder ve nabız yavaşlar.

21.00: En kritik zamanlardan birisidir. Bu saatten sonra mide artık sindirim işlevini bırakmaya başlar. O yüzden bu saatten sonra yenilen yemekler fayda değil zarar verecektir. Uzmanların da ısrarla üzerinde durduğu ve yemek yemenin zararlı olduğu zaman dilimleri bu saatler ve sonrasıdır. Çünkü artık yenilen yemekler hazmedilmekte zorlanacaktır ve bu da çeşitli sorunlara neden olacaktır.

22.00: Bağışıklık sisteminin etkin çalıştığı saat bu saatlerdir. Sigara içmek her türlü zararlı olduğu gibi özellikle bu saatlerden sonra içilen sigaradaki nikotin vücuda daha fazla zarar verecektir.

Sigara içmemeniz tavsiye edilir ama içiyorsanız da bu saatlerde son sigarayı içmek en azından zararı nispeten azaltacaktır.

23.00: Uzmanlara göre en ideal uyku saati bu saatlerdir. Çünkü akşam salgılanmaya başlayan melatonin hormonu bu saatlerde en yüksek seviyeye çıkar. Vücut gevşer, rahatlar ve uykuya hazırlanır. Bu saatlerde uykuya başlamak, kaliteli bir uyku için sıklıkla tavsiye edilmektedir.

24.00 – 05.00 arası: Bu uzun zaman dilimi vücudun dinlenmesi, beynin verileri işlemesi, vücuttaki hücrelerin çalışması için çok önemli zaman dilimleridir. Bu saatleri uykuda geçirmek sağlıklı olacaktır ve ertesi günün verimli geçmesini sağlayacaktır.

Biyolojik saatin ortaya çıkardığı bu etkileri göz önünde bulundurup hayatını bu şekilde düzenleyebilen insanlar daha sağlıklı, daha verimli ve daha etkin olacaklardır.

Diğer yandan yukarda sayılanların aksine gece 24-05 saatleri arasında uyanık kalınması halinde bazı istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

Öncelikle vücut dinlenip kendini yenileyemediği için ertesi güne yorgun ve düşük enerji ile başlayacaktır. Ayrıca bu saatlerde zihnin dikkati ve verimi düşük olacağı için yapılacak çalışmalarda hataların yapılması muhtemeldir.

Özellikle gece yolculuğu yapmak zorunda olanların bu saatlere çok dikkat etmesi gerekir. Zira artık gözler yorulmuş olacak, refleksler hassasiyetini kaybetmeye başlayacak ve algı zayıflayacaktır. Bu yüzden bu saatlerde trafik kazası yapma riski daha fazladır.

Netice itibariyle geceyi dinlenmeye ayırmak hem vücut sağlığı için hem de ertesi günkü verim için çok önemlidir.

Vücudun Biyolojik Saatlerine Uymazsak Ne Olur?

Aslında bu sorunun cevabını pek çoğumuz yaşadığımız için çok iyi biliyoruz. Özellikle günümüzde bu şekilde bir biyolojik saate uymak biraz zor olabiliyor. Uyanlar elbette vardır ve faydalarını da görüyorlardır.

Fakat genel olarak geceleri pek fazla uyumadığımız, bu saatlere tam olarak uymadığımız da bilinen bir gerçek. Bunun neticesi olarak gece geç saatlerde yatıyoruz. Vücut dinlenemediği için güne bitkin ve uykusuz başlıyoruz. İşlerimizden verim alamıyoruz. Ayrıca bu uyumsuzluk erken yaşlanmayı ve bazı rahatsızlıkları da beraberinde getirebiliyor.

Diğer yandan bazı insanların gündüz yatıp da gece çalışırken verim aldığını da biliyoruz. Bu da vücudun buna adapte olması ve böyle bir şeye alışmasıyla ilgili bir durumdur. Fakat yine de gece yatıp gündüzleri çalışmak en doğru ve sağlıklı olan yöntemdir.

Sonuç olarak burada şunu ifade edebilirim ki böyle bir biyolojik saat düzenine uymak her açıdan çok faydalı olacaktır. Fakat diğer yandan isteyerek ya da mecburiyetten dolayı buna uymanın mümkün olmadığı zamanlarda dikkat etmekte yarar vardır.

Bu yazı Biyolojik Saat Nedir? Vücudun Biyolojik Saatleri ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/biyolojik-saat-nedir/feed/ 0
Ramazanda Nasıl Beslenmeliyiz? https://lafmacun.net/ramazanda-nasil-beslenmeliyiz/ https://lafmacun.net/ramazanda-nasil-beslenmeliyiz/?noamp=mobile#respond Fri, 22 Mar 2024 11:19:43 +0000 https://lafmacun.net/?p=22179 Sağlıklı yaşam için beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor. Şu önümüzdeki günlerde yani Ramazan ayında beslenmemize özellikle dikkat etmeliyiz. Eğer yeteri kadar iyi beslenemezsek ve besin değerlerini alamazsak hastaneye gitmek ve vitamin desteği görmek zorunda kalabiliriz. Sahurda Nasıl Beslenmeliyiz? – Mutlaka sahura kalkıp bizleri gün boyu tok tutacak besinleri almalıyız. Yani kısaca söylemek gerekirse yumurta, peynir tarzı protein …

Bu yazı Ramazanda Nasıl Beslenmeliyiz? ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Sağlıklı yaşam için beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor. Şu önümüzdeki günlerde yani Ramazan ayında beslenmemize özellikle dikkat etmeliyiz. Eğer yeteri kadar iyi beslenemezsek ve besin değerlerini alamazsak hastaneye gitmek ve vitamin desteği görmek zorunda kalabiliriz.

Sahurda Nasıl Beslenmeliyiz?

– Mutlaka sahura kalkıp bizleri gün boyu tok tutacak besinleri almalıyız. Yani kısaca söylemek gerekirse yumurta, peynir tarzı protein ağırlıklı ve insanları tok tutan besinleri tüketmeliyiz. Tabi bunların yanısıra bol su ve meyve tüketmenin faydaları saymakla bitmez. Bilinenin aksine akşamdan kalan yemekleri yemek o kadarda sağlıklı olmayabilir. Sahurda mümkün olduğunca makarna, pilav, et ve börek gibi yağlı – tuzlu yiyeceklerden uzak durmamız gerekmekte. Kısaca özetlemek gerekirse sahurda kahvaltı tarzı beslenmek daha sağlıklı olacaktır.

İftarda Nasıl Beslenmeliyiz?

İftarda Nasıl Beslenmeliyiz?

– Uzun bir süre aç kaldıktan sonra insanlar hızlıca yemeğini yiyip karnını doyurmak istiyor. Ancak bu durum yanlıştır. Mümkün olduğunca yemeğimizi iki periyot halinde yemek daha sağlıklı olacaktır.

– Orucumu ise hurma,zeytin veya suyla açmak sağlıklı yaşam için önerilendir. Orucumuzu açtıktan sonra yemeğin ilk periyodunda çorba ve salata tüketip 15 ile 20 dakika bekledikten sonra ana yemeğe geçmeniz sizin için daha yararlı olacaktır.

– Karnımızı doyurduktan sonra Ramazan Aylarında soframızdan hiç eksik olmayan tatlılara geldi sıra. Tabi gün boyu aç kaldıktan sonra insanların şeker ihtiyacı oluyor ve tatlı yiyerek bu ihtiyacı gidermeye çalışıyor. Ancak bizler şerbetli tatlıların yerine sütlü tatlıları öneriyoruz.

– Ramazan Ayında her bireyin yapması gereken bir diğer aktivite de spordur. Akşama kadar aç kaldıktan sonra birden yemek yiyoruz ve vücudumuz ağırlaşıyor. Be sebeple spor salonlarına gitmek tabi ki yararlı olacaktır. Ancak maddi açıdan spor salonuna gidemeyen birçok vatandaşımız var. Tabi onlarda evde yatmayacak. Yemeği yedikten sonra 1 saat sonra çıkıp 30 – 45 dakika hızlı tempoda yürümesi birey için yararlı olacaktır. Tabi teravih namazına gitmek sizin için iyi bir alternatif olabilir. Tercih size kalmış …

Bunların yanı sıra Ramazan Ayında ilk günlerde baş ağrısı ve halsizlik olabilir. Bu durum normal karşılanmaktadır. Endişelenmeye gerek yoktur. Ancak bu belirtiler 2 – 3 gün içerisinde son bulması gerekir. Eğer şikayetiniz devam ederse doktora görünmeniz yararlı olacaktır.

Bu yazı Ramazanda Nasıl Beslenmeliyiz? ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/ramazanda-nasil-beslenmeliyiz/feed/ 0
Ramazan’da Kilo Almamak İçin Öneriler https://lafmacun.net/ramazanda-kilo-almamak-icin-oneriler/ https://lafmacun.net/ramazanda-kilo-almamak-icin-oneriler/?noamp=mobile#respond Fri, 22 Mar 2024 04:15:54 +0000 https://lafmacun.net/?p=20115 Geçtiğimiz birkaç yılda ramazan ayı yaz aylarına denk geliyor dolayısıyla sıcak ve uzun günlerde oruç tutmuştuk, bu yıl ise ilk bahar ayına denk gelecek ve bir nebze olsun daha rahat bir oruç dönemi geçecektir. Bu dönemde uzun süren açlık aynı zamanda metabolizmanızın da hızını düşürecektir. Ramazan ayında uzun bir oruç tutma süresi var dolayısıyla bu …

Bu yazı Ramazan’da Kilo Almamak İçin Öneriler ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Geçtiğimiz birkaç yılda ramazan ayı yaz aylarına denk geliyor dolayısıyla sıcak ve uzun günlerde oruç tutmuştuk, bu yıl ise ilk bahar ayına denk gelecek ve bir nebze olsun daha rahat bir oruç dönemi geçecektir. Bu dönemde uzun süren açlık aynı zamanda metabolizmanızın da hızını düşürecektir.

Ramazan ayında uzun bir oruç tutma süresi var dolayısıyla bu süreyi en iyi şekilde atlatmanız gerekiyor. Bunun için Lafmacun ekibi olarak sizlere iftarda çok yiyerek kilo almanızı önleyecek olan öneriler sunmak istedik. Bu dönemde uzun süren açlık aynı zamanda metabolizmanızın da hızını düşürecektir. Bu duruma iftar saatlerinin de geç olduğunu eklerseniz o zaman kilo almanızın önünde hiçbir neden olmadığını da görürsünüz.  Peki bu durumda ne yapmanız gerekiyor.

Bu dönemde önemli olan konu sık ve de az yeme duygunuzun daha da fazla uyarılması gerekiyor bu yüzden de önerilerimiz altın değerindedir.

Ramazan'da Kilo Almamak İçin Öneriler

Ramazan’da Kilo Almamak İçin Öneriler

Öncelikli olarak yediklerinizi tam olarak çiğnemeniz gerekiyor. Bu nedenle de daha erken bir şekilde tokluk hissedecek ve az yemek yemiş olursunuz.

Ramazan ayında su alımı çok önemlidir. Bunun bir de yaz aylarında olduğunu düşündüğünüzde vücudunuz gün boyunca susuz kalacaktır. Bir insanın günlük su içme miktarı bellidir. Dolayısıyla iftarla sahur arasında ihtiyacınız olan suyu mutlaka tüketmeniz gerekiyor. Su aynı zamanda hazmınızı kolaylaştıracaktır. Eğer ki çok su içmekten hoşlanmıyorsanız o zaman ıhlamur, rezene, papatya gibi çayları şekersiz tüketebilirsiniz.

Tatlı tercih edebilirsiniz ancak 3 dilim baklavanın 430 kalori olduğunu düşünecek olursanız bunun yerine 2 avuç kiraz tükettiğinize 56 kalori alırsınız. Ramazan ayı ve yaz mevsimi boyunca meyve tüketiminizi artırabilirsiniz. Üstelik size vitamin desteği de sağlamış olacaktır.

İftar menüsünü zengin yapmışsanız o zaman tatlıyı 2 saat sonrasında tercih edebilirsiniz.

İftar menünüzde mutlaka salataya yer vermelisiniz. Salatanın tok tutan bir etkisi vardır bu nedenle de daha az tüketmenizi sağlayacaktır.

Bu yazı Ramazan’da Kilo Almamak İçin Öneriler ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/ramazanda-kilo-almamak-icin-oneriler/feed/ 0
Dental Implant Tedavisi Hakkında Bilgi https://lafmacun.net/dental-implant-tedavisi-hakkinda-bilgi/ https://lafmacun.net/dental-implant-tedavisi-hakkinda-bilgi/?noamp=mobile#respond Wed, 06 Mar 2024 10:03:27 +0000 https://lafmacun.net/?p=43102 Dental implant tedavisi nasıl yapılır? Hangi çeşitleri vardır? Dental implant prosedürleri genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Anestezi doğru bir şekilde uygulanırsa, işlem sırasında ağrı olmamalıdır. Eğer implant uygulaması sırasında herhangi bir ağrı hissederseniz, bunun iki sebebi olabilir: implant bir sinire baskı yapıyor olabilir veya lokal anestezi prosedürü başarısız olmuş olabilir. Bu sorunlarla ilgili herhangi bir …

Bu yazı Dental Implant Tedavisi Hakkında Bilgi ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Dental implant tedavisi nasıl yapılır? Hangi çeşitleri vardır?

Dental implant prosedürleri genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Anestezi doğru bir şekilde uygulanırsa, işlem sırasında ağrı olmamalıdır.

Eğer implant uygulaması sırasında herhangi bir ağrı hissederseniz, bunun iki sebebi olabilir: implant bir sinire baskı yapıyor olabilir veya lokal anestezi prosedürü başarısız olmuş olabilir.

Bu sorunlarla ilgili herhangi bir hata yoksa, hiç ağrı olmamalıdır. Bu işlem tamamen ağrısızdır.

Dental implantasyon süreci nedir?

Dental implant uygulaması, diş için istenilen bölgede çene kemiğine basit bir yuva oluşturmakla başlar. İşlem sırasında ağrı olmaz. Yuvanın çapına ve uzunluğuna göre seçilen implant adı verilen malzeme yuvaya yerleştirilir. Yuvanın açılması ve vidanın yerleştirilmesi yaklaşık 8-10 dakika sürer. Bu standart bir implant uygulamasıdır.

Bazen implant yerleştirilecek bölgede yeterli kemik olmayabilir. Bu gibi durumlarda öncelikle kemik oluşturmak gerekir. Kemik bazen implant ve kemik tozu uygulanarak, bazen de hastanın başka bir bölgesinden alınan kemik implant uygulanmadan iki ay önce söz konusu bölgeye yerleştirilerek oluşturulur. Böylelikle implant uygulaması iki ay sonra oluşturulan kemik dokusuna yapılabilir. İşlem sonrasında implant çene kemiğinin içinde ve diş etinin altında kalır. Diş etinin altında olduğundan dışarıdan görünmez.

İşlem sonrasında hafif bir şişlik olabilir. Vücuda yerleştirilen tüm malzemelerde olduğu gibi implantlarda da işlem sonrasında antibiyotik kullanımı gereklidir.

Dental implantasyon diş çekimi sırasında mı yapılır?

Diş çekimi sonrasında çene kemiği ciddi şekilde hasar görmemişse hemen implantasyon yapılabilir. Bu nedenle çekim sırasında kemiğe zarar vermemeye çok dikkat edilmesi gerekir. Çekim yapıldığında, dişin kökünün alındığı yerde silindirik bir boşluk oluşur. Bu boşluk özel bir aletle düzeltilebilir ve bu boşluğa uygun bir implant yerleştirilebilir. Bazen bu boşluğun kenarları çok geniş olabilir. Bu bölgeler kemik tozu yerleştirilerek kapatılabilir. Özellikle gülüş hattının bulunduğu anterior bölgede, diş çekilen yere implant yerleştirildikten hemen sonra geçici bir diş takılır. Böylelikle işlem görsel ve fonksiyonel kayıp yaşanmadan tamamlanır.

Dental implant tedavisinden sonra porselen kaplama nasıl yapılır?

Dental implant işleminden sonra yaklaşık altı hafta sonra porselen kaplama uygulanır. Bu işlem dijital teknoloji ile yapılırsa yaklaşık 1 saat sürer. Ölçü alınarak yapılırsa 5 gün sürer. Bu işlem sırasında implant üzerine abutment adı verilen ara bir parça takılır. Normalde bu ara parça titanyum esaslı bir metal parçasıdır. Son yıllarda zirkonyum abutmentler üretilmiş olup daha estetik olarak tercih edilmektedir. Zirkonyum malzemeler daha doku dostudur. Uzun dönemdeki sonuçları daha iyidir.

Zirkonyum veya titanyum abutment üzerine uygulanacak olan porselen kaplama için zirkonyum veya titanyum kullanılabilir. Başarı oranını arttırmak için zirkonyum kullanımı tercih edilir.

Bu yazı Dental Implant Tedavisi Hakkında Bilgi ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/dental-implant-tedavisi-hakkinda-bilgi/feed/ 0
Tükenmişlik Sendromu: Modern Yaşamın Sessiz Tehdidi https://lafmacun.net/tukenmislik-sendromu-modern-yasamin-sessiz-tehdidi/ https://lafmacun.net/tukenmislik-sendromu-modern-yasamin-sessiz-tehdidi/?noamp=mobile#respond Mon, 19 Feb 2024 07:07:19 +0000 https://lafmacun.net/?p=43083 Günümüzde hızla değişen iş dünyası ve sürekli bağlantı halinde olma zorunluluğu, birçok insanın karşılaştığı bir sorun olan tükenmişlik sendromunu tetiklemektedir. Bu yazıda, tükenmişlik sendromunun derinlemesine bir analizi yapılacak, belirtileri, nedenleri ve başa çıkma yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır. Tükenmişlik Sendromu Nedir? Tükenmişlik sendromu, genellikle uzun süreli stres, duygusal tükenmişlik ve motivasyon kaybı ile karakterize …

Bu yazı Tükenmişlik Sendromu: Modern Yaşamın Sessiz Tehdidi ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Günümüzde hızla değişen iş dünyası ve sürekli bağlantı halinde olma zorunluluğu, birçok insanın karşılaştığı bir sorun olan tükenmişlik sendromunu tetiklemektedir. Bu yazıda, tükenmişlik sendromunun derinlemesine bir analizi yapılacak, belirtileri, nedenleri ve başa çıkma yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

Tükenmişlik Sendromu Nedir?

Tükenmişlik Sendromu Nedir?

Tükenmişlik sendromu, genellikle uzun süreli stres, duygusal tükenmişlik ve motivasyon kaybı ile karakterize edilen bir durumdur. İnsanların fiziksel, duygusal ve zihinsel enerjilerinin tükenmesine neden olan bu durum, genellikle iş hayatında karşılaşılan bir sorundur.

Fiziksel Belirtiler:

  • Sürekli Yorgunluk Hissi: Yoğun iş temposu ve sürekli baskı altında olma, kişinin enerjisini düşürebilir.
  • Baş Ağrıları ve Kas Gerginlikleri: Stres, sık sık baş ağrılarına ve kas gerginliklerine neden olabilir.
  • Uykusuzluk veya Aşırı Uyuma İhtiyacı: Düzensiz çalışma saatleri ve zihinsel yorgunluk, uyku düzenini etkileyebilir.

Duygusal Belirtiler:

  • İlgi Kaybı ve Duyarsızlaşma: İşe karşı duyarsızlaşma, kişinin ilgi alanlarını etkileyebilir.
  • Anksiyete ve Depresyon Belirtileri: Uzun süreli stres, duygusal sağlığı olumsuz etkileyebilir.
  • İşe Karşı Duyarsızlık ve Duygusal Kopukluk: İşteki başarısızlık duyguları, duygusal kopukluğa yol açabilir.

Davranışsal Belirtiler:

  • İş Performansında Düşüş: Motivasyon kaybı, iş performansını olumsuz etkileyebilir.
  • Sosyal Çekilme ve İzolasyon: Kişi, çevresiyle bağlantı kurmaktan kaçınabilir.
  • İşe Karşı Duyarsızlık ve Duygusal Kopukluk: İşteki motivasyon kaybı, kişinin işine karşı duyarsızlaşmasına neden olabilir.

Belirtiler ve Tanımlayıcı Unsurlar

Belirtiler ve Tanımlayıcı Unsurlar

Fiziksel Belirtiler:

  • Sürekli Yorgunluk Hissi:
    • İş temposunun gözden geçirilmesi ve düzenli mola alışkanlıkları.
    • Sağlıklı beslenme ve egzersiz rutinleri.
  • Baş Ağrıları ve Kas Gerginlikleri:
    • Fiziksel aktivitelerle rahatlama teknikleri.
    • Meditasyon ve gevşeme egzersizleri.
  • Uykusuzluk veya Aşırı Uyuma İhtiyacı:
    • Uyku düzeninin düzenlenmesi.
    • Stresle başa çıkma stratejileri.

Duygusal Belirtiler:

  • İlgi Kaybı ve Duyarsızlaşma:
    • Hobiler ve ilgi alanlarına zaman ayırma.
    • Duygusal destek arama.
  • Anksiyete ve Depresyon Belirtileri:
    • Profesyonel yardım arama.
    • Duygusal destek gruplarına katılma.
  • İşe Karşı Duyarsızlık ve Duygusal Kopukluk:
    • İşteki hedefleri ve motivasyonu gözden geçirme.
    • İş ve özel yaşam dengesini kurma.

Davranışsal Belirtiler:

  • İş Performansında Düşüş:
    • İş yükünün yönetilmesi ve önceliklerin belirlenmesi.
    • İş yerinde destek talep etme.
  • Sosyal Çekilme ve İzolasyon:
    • Sosyal etkinliklere katılma ve sosyal bağlantıları güçlendirme.
    • Duygusal destek almak için çevresiyle iletişim.
  • İşe Karşı Duyarsızlık ve Duygusal Kopukluk:
    • İş yerindeki duygusal zorluklarla başa çıkma.
    • Duygusal zorlukları açıkça ifade etme.

Tükenmişlik Sendromu Nedenleri

Tükenmişlik Sendromu Nedenleri

Çalışma Koşulları:

  • Aşırı İş Yükü:
    • İş yükünün makul seviyelere çekilmesi.
    • Görevleri önceliklendirme ve zaman yönetimi.
  • Sürekli Baskı Altında Olma:
    • Stres yönetimi tekniklerini öğrenme.
    • Düzenli aralıklarla dinlenme ve rahatlama molası.
  • İş Dengesizliği ve Belirsizlik:
    • İş ve özel yaşam dengesini kurma.
    • Hedeflerin belirlenmesi ve planlı bir şekilde çalışma.

Kişisel Faktörler:

  • Mükemmeliyetçilik Eğilimleri:
    • Mükemmeliyetçilik beklentilerini gözden geçirme.
    • Başarı ve başarısızlık kavramlarına esnek bir bakış açısı kazanma.
  • İş ve Özel Yaşam Dengesizliği:
    • Öncelikleri belirleme ve zamanı etkili bir şekilde kullanma.
    • Aile ve iş yaşamını dengeleme stratejileri.
  • Duygusal Zorluklar ve İlişki Sorunları:
    • İlişki problemleri üzerine açık iletişim.
    • Profesyonel danışmanlık alma ve ilişki becerilerini geliştirme.

Çevresel Etkiler:

  • Ekonomik Belirsizlik:
    • Kişisel finans planı yapma ve acil durum fonu oluşturma.
    • Meslek değişikliği veya eğitim alarak iş becerilerini güçlendirme.
  • Pandemik Koşullar:
    • Evden çalışma düzenini etkin bir şekilde kurma.
    • Sosyal bağlantıları sanal ortamda sürdürme.
  • Sosyal ve Politik Gerilimler:
    • Haber tüketimini sınırlama ve bilgi kaynaklarını çeşitlendirme.
    • Toplumsal olaylara aktif katılım yerine bilinçli bir şekilde uzaklaşma.

Tükenmişlik Sendromuyla Başa Çıkma Yöntemleri

Tükenmişlik Sendromuyla Başa Çıkma Yöntemleri

Kişisel Bakım:

  • Sağlıklı Beslenme Alışkanlıkları:
    • Düzenli ve dengeli beslenme.
    • Vitamin ve mineral takviyelerini değerlendirme.
  • Düzenli Egzersiz:
    • Haftada birkaç gün fiziksel aktiviteye zaman ayırma.
    • Yürüyüş, yoga veya spor gibi hoşlandığınız aktiviteleri tercih etme.
  • Yeterli Uyku:
    • Uyku rutinini belirleme ve buna sadık kalma.
    • Uyku kalitesini artırmak için rahatlatıcı bir uyku ortamı oluşturma.

İş Yaşamı Dengesi:

  • İş Saatlerini Düzenleme:
    • Belirli bir iş saatleri planı oluşturma.
    • Çalışma saatlerini esnek hale getirme imkanları araştırma.
  • Tatil ve İzin Kullanımı:
    • Tatil günlerini planlı bir şekilde kullanma.
    • İzin günlerini işten tamamen uzaklaşarak geçirme.
  • Hedef Belirleme ve Önceliklendirme:
    • Kısa ve uzun vadeli hedefler belirleme.
    • Öncelikleri belirleme ve zamanı etkili bir şekilde yönetme.

Duygusal Destek:

  • Aile ve Arkadaşlarla İletişim:
    • Duygusal destek alabileceğiniz kişilerle açık iletişim kurma.
    • Sosyal bağlantıları güçlendirme.
  • Profesyonel Destek:
    • Psikolog veya danışman desteği arama.
    • Duygusal sağlığınızı düzenli olarak kontrol etme.
  • Destek Gruplarına Katılım:
    • Benzer deneyimlere sahip insanlarla iletişim kurma.
    • Grup terapisi veya destek gruplarına katılım.

Sonuç:

Tükenmişlik sendromu, modern yaşamın getirdiği zorluklarla başa çıkmaya çalışan birçok insanın karşılaştığı bir sorundur. Ancak, doğru stratejiler ve destek mekanizmaları ile bu durumun üstesinden gelinebilir. Kişinin yaşam kalitesini artırmak ve tükenmişlik sendromuyla baş etmek için bu belirtileri tanımak ve doğru adımları atmaktan kaçınmamak önemlidir. Başa çıkma stratejileri kişiseldir ve her birey için farklılık gösterebilir, bu nedenle en uygun olanı bulmak için zaman ayırmak önemlidir.

Bu yazı Tükenmişlik Sendromu: Modern Yaşamın Sessiz Tehdidi ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/tukenmislik-sendromu-modern-yasamin-sessiz-tehdidi/feed/ 0
Regl Sancısına İyi Gelen Yöntemler https://lafmacun.net/regl-sancisina-iyi-gelen-yontemler/ https://lafmacun.net/regl-sancisina-iyi-gelen-yontemler/?noamp=mobile#respond Sat, 10 Feb 2024 09:02:11 +0000 https://lafmacun.net/?p=43065 Regl sancısı çeken kadınların hayat kalitesi düşer ve neredeyse ayda 1 haftaları gergin ve ağrılı geçmektedir. Regl sancısının birden çok nedeni olabilir bu yüzden önce bir doktorun görmesi ve gerekli testleri yapması şarttır. Regl sancısının sebebi rahmin kendisini temizlemek ve arındırmak için kasılarak dışarıya atmasıdır. Bu da kadınları belden diz kapaklarına kadar devam eden bir …

Bu yazı Regl Sancısına İyi Gelen Yöntemler ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Regl sancısı çeken kadınların hayat kalitesi düşer ve neredeyse ayda 1 haftaları gergin ve ağrılı geçmektedir. Regl sancısının birden çok nedeni olabilir bu yüzden önce bir doktorun görmesi ve gerekli testleri yapması şarttır.

Regl sancısının sebebi rahmin kendisini temizlemek ve arındırmak için kasılarak dışarıya atmasıdır. Bu da kadınları belden diz kapaklarına kadar devam eden bir sancıya maruz bırakır. Çoğu kadın ağrı kesici kullanır fakat bu ağrı ile baş edemeyen kişiler ağrı kesici iğne vurulmak durumunda kalabilir. Fakat ne durumda olursak olalım ağrı kesici almak istemeyiz. Regl sancısını hafifletici yöntemleri uyguladığımızda bu ağrı ile başa çıkabilirsiniz. Regl öncesi alacağınız bazı önlemler de ağrının azalmasına etki edecektir.

Regl Olduğunuzda Yapmanız Gerekenler

  • Bitki çayları regl sancısına çok iyi gelmektedir. Vücudu rahatlatıcı etkiye sahip olan bitki çayları kasılmaları hafifleterek sancınızı azaltacaktır. Regl sancısını özellikle hafifleten çaylar, papatya ve rezene çaylarıdır.
  • Ağır yiyeceklerden kaçınmak ve sebze gibi yemeklerle beslenmek sizi daha rahatlatacaktır.
  • Regl döneminde bol su tüketimi de çok önemlidir. Vücudunuzda kan kaybıyla birlikte su da azalır bu da vücudunuzu daha yorgun ve güçsüz yapar. Su seviyenizi korumak için daha fazla su tüketin.
  • Kan yapıcı besinleri de yemeye çalışın pekmez, domates gibi yiyecekler kan artırması ile bilinir. Vücudunuz yaşadığı kaybı çabuk tamamlarsa daha az yorgun hissedersiniz.
  • Karına ve bele yapılan masajlar da regl sancısını hafifletir ve sancıyı geçirir. Fakat yapılan bu masaj sert olmamalıdır.
  • Çikolata yemek de regl sancısını hafifletecektir. Mutluluk hormonu salgılamanıza neden olan çikolata regl sancısı yapan hormonu hafifletir ve rahatlamanızı sağlar.
  • Regl sancınızı hafifletmenin bir diğer yöntemi ise stresten kaçınmak ve dinlenmek için kendinize zaman tanımaktır. Çünkü stresli ortamlarda kasılmanız artar ve bu da daha fazla sancılanmak demektir.
  • Sıcak su torbasını ayaklara koymak da oldukça faydalı ve etkili bir yöntemdir. Sıcak su torbasını uzun süre bekletmemek kaydıyla karnınıza da koyabilir ve o bölgedeki kasılan kasların rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
  • Son seçenek olarak da doktorunuzun önderliğinde ağrı kesici alabilirsiniz. Fakat doktora danışmadan kulaktan dolma kullanılacak olan ilaçların size büyük zararlar verebileceğini unutmayın.

Bu yazı Regl Sancısına İyi Gelen Yöntemler ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/regl-sancisina-iyi-gelen-yontemler/feed/ 0
Medikal Estetik Yaptırırken Dikkat Edilmesi Gerekenler https://lafmacun.net/medikal-estetik-yaptirirken-dikkat-edilmesi-gerekenler/ https://lafmacun.net/medikal-estetik-yaptirirken-dikkat-edilmesi-gerekenler/?noamp=mobile#respond Thu, 21 Dec 2023 22:08:14 +0000 https://lafmacun.net/?p=42959 Güzellik trendleri çok hızlı değişiyor. Bu yüzden takip etmek oldukça zor… Üstelik sadece kozmetik alanında ya da kıyafet alanında da değil, estetik alanında da bir moda var. Bir dönem aşırı kalkık burunlar moda olurken artık doğal burunlar moda. Hatta az biraz kusuru olan burunlar daha bir öne çıkıyor. Bu yüzden de kadınların herhangi bir medikal …

Bu yazı Medikal Estetik Yaptırırken Dikkat Edilmesi Gerekenler ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Güzellik trendleri çok hızlı değişiyor. Bu yüzden takip etmek oldukça zor… Üstelik sadece kozmetik alanında ya da kıyafet alanında da değil, estetik alanında da bir moda var. Bir dönem aşırı kalkık burunlar moda olurken artık doğal burunlar moda. Hatta az biraz kusuru olan burunlar daha bir öne çıkıyor. Bu yüzden de kadınların herhangi bir medikal estetik operasyonu için bıçak altına yatmadan önce çok iyi düşünmesi gerekiyor.

Tam da bu noktada medikal estetik uygulamalar, ameliyatsız estetik yöntemler karşımıza çıkıyor. Peki bunlar neler?

medikal estetik uygulamalar

Ameliyatsız Güzellik Uygulamaları

Ameliyatsız güzellik uygulamaları aslında oldukça fazla… Bu yüzden istediklerinizin hemen hepsini ameliyata gerek kalmadan sahip olabiliyorsunuz. Yeter ki doğru seçimi yapın ve uzmanını bulun. Tercih edebileceğiniz bazı güzellik uygulamaları ise şunlar:

  • PDO-Thread Lifting Yöntemi: Ameliyatsız iple yüz germe uygulaması olarak tarif edebileceğimiz bu yöntem sayesinde dudaklarda, kollarda, memede ve diğer sarkan ya da kırışıklık etkisi görülen bölgelerde kullanılabiliyor. İple germe sayesinde kırışıklıklar giderilerek daha genç, daha canlı ve sağlıklı bir görünüm ortaya çıkarılıyor.
  • Hollywood yanağı: Tıpta bichectomy olarak geçen bu uygulama sayesinde yanaklara estetik dokunuşlar gerçekleştiriliyor.
  • PRP: Bu uygulama sayesinde ciltte oluşan yaşlılık izleri ve kırışıklıklar giderilebiliyor. Bu sayede daha genç görünmek isteyenler hayallerine kavuşuyor.
  • Dolgu uygulamaları: Burun ucu düşüklüğüne karşı yapılan dolgu uygulamaları ile daha toplu, daha şık bir buruna sahip olabiliyorsunuz. Yine dolgu uygulamaları sayesinde meme büyütme işlemi de yaptırabilirsiniz. Daha dolgun memelere sahip olmak, sarkmaların önüne geçmek isteyenler için fazlaca tercih edilen bir seçenektir.
  • Lipofilling işlemleri: El yüzeyinde yaşlılığa bağlı olarak doku kaybı olabiliyor. Bu durumda hazır dolgu maddesi uygulamasıyla sorunun üstesinden gelinebiliyor.
  • Botoks işlemleri: Dudak kenarlarını yukarı doğru kaldırmak için botoks işlemleri fazlaca tercih edilmekte ve etkili sonuçlar alınmaktadır.

Ameliyatsız burun estetiği yöntemleri ameliyatsız güzellik uygulamaları arasında en fazla rağbet görenlerden oluyor. Bu yöntemlerde hyalüronik asit dolguları, botoks gibi birçok tanıdık estetik yöntemi bir arada kullanılabiliyor. Tabi ki bütün bu yöntemler, burun estetiği konusunda deneyimli olan, pek çok vaka görmüş uzmanlar tarafından gerçekleştirilmelidir. Aksi taktirde başarılı bir operasyondan ziyade kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Estetik uygulamalar doğrudan dışa dönük alanlarda olacağından da hem güzelliğinize hem sağlığınıza zarar verebilir.

Medikal Estetik Yaptırırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ameliyatsız Estetik Uygulamalar Yaptırırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yüzün her bölümü, burun da buna dahil olmak üzere, kişiye özeldir. Bu yüzden ameliyatsız estetik yöntemleri uygulatırken bazı hususlara maksimum düzeyde dikkat edilmelidir. Bunları da şöyle sıralayabiliriz:

  • Her bireyin estetik kodları farklıdır. Bu yüzden tedavi detayları kişiye özel belirlenmelidir.
  • Odaklanılması gereken kırışıklıklar değil, düzeltilmek istenen duygu durumudur. Dokunuşlar buna göre yapılmalıdır.
  • İlk olarak temel bölgeleri iyileştirmek, daha sonra kalan bölgelere tedaviyi belirlemek gerekmektedir.
  • Ekseriyetle yukardan aşağıya ve dıştan içe yapılan uygulamalar daha doğal sonuçlar doğurmaktadır.
  • Yüzde yapılacak medikal estetik uygulamaları başlangıç noktası yüzün ortasından değil, diğer bölgelerden başlanırsa daha sağlıklı sonuçlar elde edilebilir.
  • Yüz bir bütündür. Bu yüzden lokal bir işlem yapılacaksa dahi bütünü görmek önemli bir püf noktasıdır.

Bu yazı Medikal Estetik Yaptırırken Dikkat Edilmesi Gerekenler ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/medikal-estetik-yaptirirken-dikkat-edilmesi-gerekenler/feed/ 0
Göz Altı Morlukları Neden Oluşur? https://lafmacun.net/goz-alti-morluklari-neden-olusur/ https://lafmacun.net/goz-alti-morluklari-neden-olusur/?noamp=mobile#respond Tue, 19 Dec 2023 20:26:08 +0000 https://lafmacun.net/?p=42947 Gözler güzelliğinizi ve sağlığını yansıtan en temel alanlardır. Canlı, ışıl ışıl bir göze sahipseniz diğer kişisel bakım uygulamalarınızı çok daha rahat yapabilir ve etkilerini çok daha rahat alabilirsiniz. Fakat kadın, erkek pek çok kişinin göz çevresiyle alakalı bir sorunu vardır. Göz altı morlukları adı verilen bu oluşum, herkesi rahatsız eder. Cildinizin sağlıksız, bakımsız ve yorgun …

Bu yazı Göz Altı Morlukları Neden Oluşur? ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Gözler güzelliğinizi ve sağlığını yansıtan en temel alanlardır. Canlı, ışıl ışıl bir göze sahipseniz diğer kişisel bakım uygulamalarınızı çok daha rahat yapabilir ve etkilerini çok daha rahat alabilirsiniz. Fakat kadın, erkek pek çok kişinin göz çevresiyle alakalı bir sorunu vardır. Göz altı morlukları adı verilen bu oluşum, herkesi rahatsız eder. Cildinizin sağlıksız, bakımsız ve yorgun görünmesine sebep olur. Uykusuz kaldığınızda ve yorgun olduğunuzda çok daha belirgin olurlar.

Ayrıca uzun saatler bilgisayar karşısında geçirildiği zamanlarda da göz altı morlukları daha belirgin bir hal alır. Bütün bu oluşan morluklar da karşı tarafı etkilemek için en etkili silahlarınızdan birsi olan bakışlarınıza gölge düşürür. Cilt güzelliğinizi olumsuz yönde etkiler. Diğer taraftan göz yapısı ya da yaş alma gibi durumlar da göz altı morluklarının oluşmasında etkili olmaktadır.

Göz Altı Morlukları Neden Oluşur?

Göz Altı Morlukları Sebepleri

Göz altı morluklarının oluşma nedenleri farklı etkenlere bağlı olabilir. Bunlardan en sık karşılaşılanı şunlardır:

  • Genetik faktörler ve çevresel nedenler en sık karşılaşılan göz altı morlukları nedenleridir. Ayrıca aşırı tuz tüketimi ciltte kuruluğa neden olur ve en bariz olarak gözaltlarında kendini gösterebilir.
  • Ayrıca stres sadece psikolojik olarak değil, fiziksel olarak da olumsuz etki yapar. Bu yüzden de uzun süreli stres hali göz altı morluklarına neden olur.
  • Yorgunluk göz altı morluklarında önemli bir pay sahibidir. Kişi çok yorgun düştüğünde, vücudu yeterince dinlenemediğinde gözaltlarında morluklar meydana gelir.
  • Uykusuzluk göz altı morluklarının bir diğer nedenidir. Vücudun günün belli bir vaktinde uykuya ihtiyacı vardır. Uyuma eylemi gerçekleştiğinden bütün vücut dinlenir. Tazelenir ve aynı zamanda enerji kazanır. Fakat yeterli uyuma olmadığında bunlar yapılamaz.
  • Gözaltı morluklarının nedenlerinden bir diğeri demir eksikliği anemisi, bazı karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları olabilmektedir. Eğer diğer bütün etkenler size uzaksa çeşitli hastalık ve vitamin, mineral eksiklikleri göz altı morluklarına sebebiyet veriyor olabilir. Bu durumda yapmanız gereken en kısa sürede bir doktor muayenesidir.
  • Alerjik rahatsızlığı olan kişilerde sık sık göz altı morlukları olabilir. Göz ve burun akıntılarıyla beraber damarlarda biriken kan, damarların belirginliğini arttırarak gözaltlarının daha mor görünmesine yol açmaktadır.
  • Sağlıksız belenmek göz altı morlukları nedenleri arasında bir diğeridir. Cilde ihtiyacı olan vitaminler ulaşmadığında gözaltında morarmalar artmaktadır.
  • Aşırı tuz tüketimi, göz altı morluklarına neden olabilmektedir. Çünkü tuz, vücutta ödem oluşmasına sebebiyet verebilir. Bu yüzden aşırı tuz tüketiminden her zaman kaçınılmalıdır.
  • Yaşlanma ile birlikte ortaya çıkan kırışıklıklar ve sarkmalar gözaltı bölgesinde koyu renklenmelere sebep olabilmektedir.
  • Regl dönemleri kadınların vücutları oldukça hassaslaşır. Buna bağlı olarak da morluklar oluşabilir.
  • Alkol ve sigara alımı da gözaltında morlukların oluşmasına yol açabilir. Sigara kandaki oksijen miktarını azaltır ve bu durumda gözaltlarında morluklar meydana gelir.

GözAltı Morlukları Nasıl Geçer?

Göz altı morluklarından kurtulmak için beslenmeye çok dikkat edilmelidir. Taze meyveler, taze sebzeler, tam tahıllar tüketilmelidir. Yağsız protein ve sağlıklı yağlarla dolu besleyici bir beslenme düzeni takip edilmelidir. Alkol ve aşırı kafein alımı azaltılmalıdır. Yeterince uyku alınmalıdır. Eğer canlı ve estetik bir cilt istiyorsanız günce en az 6-8 saat uyumanız gerekmekte ve başınızı biraz yüksekte tutmanız gerekmektedir.

Bu yazı Göz Altı Morlukları Neden Oluşur? ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/goz-alti-morluklari-neden-olusur/feed/ 0
Zihinsel Detoksun Faydaları https://lafmacun.net/zihinsel-detoksun-faydalari/ https://lafmacun.net/zihinsel-detoksun-faydalari/?noamp=mobile#respond Wed, 29 Nov 2023 19:53:23 +0000 https://lafmacun.net/?p=42921 İnsan hayatının, başarılarının, başarısızlıklarının, yorgunluklarının ya da kırgınlıklarının temelini onlara yüklediğimiz anlamlar belirler. Bu yüzden beynimizde yanış kodladığımız anlamları değiştirebilmek oldukça önemlidir. Zihinsel detoks adı verilen bu işlem ile mutluluğumuzu arttırabiliriz. Aslında mutluluk ya da mutsuzluk beynimizde başlayarak bütün yaşam fonksiyonlarını ve vücut fonksiyonlarını etkisi altına alır. Bizim mutlu ya da mutsuz olmamızı belirleyen yaşantımız değil, yaşadıklarımıza …

Bu yazı Zihinsel Detoksun Faydaları ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
İnsan hayatının, başarılarının, başarısızlıklarının, yorgunluklarının ya da kırgınlıklarının temelini onlara yüklediğimiz anlamlar belirler. Bu yüzden beynimizde yanış kodladığımız anlamları değiştirebilmek oldukça önemlidir. Zihinsel detoks adı verilen bu işlem ile mutluluğumuzu arttırabiliriz.

Aslında mutluluk ya da mutsuzluk beynimizde başlayarak bütün yaşam fonksiyonlarını ve vücut fonksiyonlarını etkisi altına alır. Bizim mutlu ya da mutsuz olmamızı belirleyen yaşantımız değil, yaşadıklarımıza yüklediğimiz anlam olmaktadır. Bir olay bizde psikolojik açıdan olumsuz etkiler yapabileceği gibi farklı bir açıdan bakarak bu olayın olumsuz etkilerinden kurtulabiliriz. Hatta olumlu yönlerini yakalayarak kendimizi daha iyi hissetmeye dahi vesile yapabiliriz. Zihinsel detoks ile bunlar mümkün.

Uyku sağlığınızı iyileştirin

Zihinsel Detoksun Nasıl Yapılır?

İnsan beyni bir bilgisayar gibidir. Dünyanın en muhteşem bilgisayarı. Eğer bugün bir sorun yaşıyorsak ve bildiklerimizi uygulayamıyorsak beyindeki bilgisayarı nasıl kullanacağımızı bilmediğimizdendir. Yeni ara sıra virüs programı gibi beyni taramalı, format atarak yeniden programlamalıyız. Hatta güncelleyerek versiyon yenilemeliyiz. Zihinsel detoksa bu açıdan bakılabilir.

Zihinsel detoks sayesinde beynimizde yanlış kodladığımız anlamları değiştirebiliriz. Bunun için ilk adım “kabullenmektir.” Ayrılıklar, hastalıklar, ölümler hayatın bir gerçeği, yas süreci bitecek ve bu durumu ne kadar çabuk kabullenirse o kadar beynimizi rahat ettirmiş oluruz.

Kabullenmeden sonraki adım, “affetmek”. Affetmek, senelerce sırtınızda taşımak zorunda kaldığınız ve bu nedenle sağlığınızı dahi kaybettiğiniz yükten kurtulmanızı, geçmişinizle barışmanızı, kendinizi hafiflemiş hissetmenizi sağlar. Bu da mutluluk getirir.

Sonraki adım, “olumsuzları yakalamaktır.” Zihninizdeki olumsuz düşünceleri bertaraf etmek için kullandığınız kelimelere dikkat edin. Olumsuz genellemelerden kaçının.

Artık değişim vakti. Her şeyin bir enerjisi ve bilinci vardır. Size ağır, gelen, olumsuzluk çağrıştıran eşyaları, resimleri hayatınızdan kaldırın. Hem evinizde hem işyerinizde kendinizi daha iyi yapacak değişiklikler yapın. Bilgisayar ekranınızı, telefon ekranınızı dahi gözden geçirin.

Hayatınızı felaket senaryoları üzerine inşa etmeyin. Olabilecek en kötü ihtimalleri düşünmekten sıyrılın. Geçmişteki olumsuzluklarla nasıl başa çıktığınızı düşünüp güç alın. Bu sayede hayata daha pozitif bakabilirsiniz.

Yaşadığınız her olumsuz olayda kendinizi suçlu kabul etmeyin. Özgüven eksikliğinize bir de suçluluk hissi ilave etmeyin. Önemli olan kendinizi suçlamak değil, eksiklerinizin farkına vararak bu yönlerinizi güçlendirmek. Kendinizin olumlu yönlerinizi görün. Olumsuz yönlerinizi abartmaktan artık vazgeçin. Şu konuda başarılıyım, şu konuda kendimle gurur duyuyorum deyin. Başarılarınızı dış etmenlere bağlamak yerine kendi başarınızı görün.

Zihinsel Detoksun En Temel Faydaları

Zihinsel detoksun faydaları şunlar olacaktır:

  • Beynin yoğun beta dalgalarından sakin ve öğretici alfa dalgalarına taşınmasını sağlar.
  • Bedeni ve zihni dinlendirir.
  • Öğrenmeyi ve odaklanmayı kolaylaştırır.
  • Hedef belirlemeyi sağlar ve sağlıklı, verimli düşünmeyi sağlar.
  • Motivasyon ve yaratıcılığın yükselmesini sağlar.
  • Gereksiz yoğun düşünce akışını keser.
  • Enerjiyi doğru kullanmayı dağlar.
  • Toksinlerden arındırır.
  • Olumlu ve bağımsız düşünmeyi geliştirir.
  • Dinçlik, dinginlik verir. Bağışıklığın güçlenmesini sağlar.

Kimler Zihinsel Detoks Yapmalı?

Yoğun İş Temposuna Sahip Profesyoneller

Yoğun iş temposuna sahip olan profesyoneller, sürekli çalışma baskısı altında oldukları için zihinsel detoksa ihtiyaç duyabilirler. Uzun çalışma saatleri, işyerindeki stres ve sürekli olarak yeni bilgilerle baş etme zorunluluğu, zihinsel sağlıklarını olumsuz etkileyebilir. Zihinsel detoks, bu kişilere yeni bir perspektif kazandırarak yaratıcılıklarını artırabilir.

Sosyal Medya Kullanıcıları

Sosyal medya, günümüzde bilgi akışının hızla arttığı bir platformdur. Sürekli olarak sosyal medya üzerinden gelen bilgilerle başa çıkmak, zihinsel yorgunluğa ve streslere neden olabilir. Bu nedenle, sürekli olarak sosyal medya kullanan bireyler, belirli aralıklarla zihinsel detoks yaparak gerçek dünyaya odaklanabilirler.

Öğrenciler ve Sınav Stresi Yaşayanlar

Sınav dönemleri, öğrenciler için oldukça stresli olabilir. Bilgi yükü, sürekli ders çalışma ve sınav stresi, öğrencilerin zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Zihinsel detoks, öğrencilere dinlenmiş bir zihinle daha etkili bir şekilde öğrenme ve sınavlara hazırlanma fırsatı sunabilir.

Teknoloji Bağımlıları

Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, sürekli olarak bilgisayar, telefon ve diğer cihazlarla etkileşimde bulunan bireyler zihinsel detoksa ihtiyaç duyabilir. Uzun süreli ekran karşısında geçirilen zaman, dikkat dağınıklığına ve zihinsel yorgunluğa neden olabilir. Belirli aralıklarla teknolojik araçlardan uzaklaşmak, zihinsel dengeyi yeniden kazanmada yardımcı olabilir.

Kişisel Gelişim Peşinde Olanlar

Kendi gelişimine önem veren bireyler, zaman zaman zihinsel detoks yaparak içsel dengeyi sağlayabilirler. Meditasyon, kitap okuma, doğa yürüyüşleri gibi aktivitelerle zihinsel detoks yapmak, kişisel gelişimi destekleyebilir.

Bu yazı Zihinsel Detoksun Faydaları ilk olarak bu sitede yayınlanmıştır. Lafmacun.Net - Sosyal İçerik Platformu. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
https://lafmacun.net/zihinsel-detoksun-faydalari/feed/ 0