Antik Mısır’ın son Kraliçesi Kleopatra kimdir?
Antik Mısır’ın son Kraliçesi Kleopatra kimdir, Kleopatra'nın hayatı, başarıları ve güçsüzleşmesi hakkında detaylar içeriğimizde yer alıyor.
Aslında ilk soru – Hangi Kleopatra kimdir? olmalı. Çünkü Büyük İskender’in Mısır’ı Perslerin elinden almasından sonra başlayan Helenistik dönemde, kralların hepsi Ptolemaios (aslında hanedanın adıydı.) Kraliçelerin büyük çoğunluğu ise Kleopatra idi. (bazen Arsinoe veya Bernice de olurdu.) Bizim kahramanımız 7. yani son Kleopatra. Evet Mısır’ın son Helen yöneticisi.
Üyesi olduğu hanedana çok aykırı da olsa çok zeki ve kültürlüydü. Ptolemaios ailesi Helen / Yunan kökenli olduğundan kendini Mısır’ın yerli halkından çok üstün görürdü. Bu üstünlük onların iç evlilikler yapmasına neden oldu. Yok öyle amca kızı, dayı oğlu meselesi değil. Doğrudan ensest evlilikler; baba – kız, anne – oğul ve kardeş cinsinden. Bizim güzel Kleopatramız da babasının vasiyeti doğrultusunda kardeşi ile evlenmişti.
Kleopatra kimdir?
Konumu itibarı ile bakımlı ve zarif olması beklenen bir özellikse de güzelliği ile ilgili de spekülasyonlar fazla. O kadar kişiyi ayarttığına göre muhakkak güzeldir düşüncesiyle midir, nedir günümüzdeki bazı güzellik kremleri, makyaj malzemeleri kadınlara Kleopatra kadar güzel olabileceklerini vaat eder ki herhalde bunda Kleopatra ile ilgili filmlerde dönemin en güzel aktrislerinin rol alması etkilidir. (Efsane Liz Taylor’un oynadığı Kleopatra filminin 4 Oscar aldığı düşünülürse Tarihin şekillenmesinde Hollywood etkisi açıkça görülür.) Aynı şekilde zihinlerimizde Kleopatra’yı kaküllü küt parlak siyah saçlı canlandırmamızın müsebbibi de filmlerin çekildiği yıllardaki güzellik anlayışıydı. Tarihçi Plutarkhos’un belirttiği gibi “güzel olmaktan çok, zeki ve kültürlüydü”…
Çok hırslıydı. İhtimal odur ki halkımız Kleopatra’yı bilseydi Kösem Mahpeyker ya da Hürrem Sultanlara yaptığımız yakıştırmalardan mahcup olurdu. Babası öldüğünde Kleopatra 18, kardeşi (kocası) 13. Ptoleme 10 yaşındaydı. Mısırlıların sadece dilini değil dinini de iyi öğrendi. Hatta kendini İsis’in enkarnesi olarak tanıttı. Tabi bu kadar öne çıkması hem kocası hem kardeşi ama en önemlisi firavun tarafından bir tehdit olarak algılandığı için iç karışıklıklardan sonra Mısır’dan ayrıldı. Roma ile ittifak arayışı burada başlıyor işte. İşin doğrusu Kleopatra henüz 12 yaşında meraklı bir prensesken babası ile Roma’ya gitmiş, çökmek üzere olan Mısır karşısında Roma’nın azametini bizzat görmüştü. Çok inandırıcı olmasa da bir halının içinde Sezar’ın huzuruna çıkmış, 50 li yaşlardaki adamı etkilemiş, Ondan aldığı güçle tahtı ele geçirmişti. Elbette tamamen tesadüf eseri kardeşi / rakibinin cesedi Nil’de bulundu.
Bir süre Sezarla Mısır’da kaldıktan sonra Roma’ya gittiler. Sezar Roma’da bir karısı olmasına rağmen Kleopatra’yı görkemli törenlerle halkına tanıttı. Sezarion isimli bir oğulları oldu, tarihte daha sonraki pek çok projeye belki de örnek oldu bu düşünce; evlilikler yoluyla imparatorlukların birleşmesi (İspanya krallığı, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ya da Rusların şükür ki gerçekleşmeyen Bizans’ı canlandırma fikri gibi)
Kleopatra’nın güçsüzleşmesi
Herşeyin mükemmel gittiğini düşünürken Kleopatra’ya darbe, Sezar’ın ölümüyle geldi. “Büyük Mısır” planları bir süre için rafa kaldırıldı. Sezar ölünce Roma yeğeni Octavian ve Marcus Antonius arasında bölündü. Artık Kleopatra’nın yeni büyük aşkı Antonius oldu. Bu aşkın meyvesi ikiz çocukları mekanı ise Tarsus idi. Actium savaşını iki aşık kaybedince önce Marcus Antonius (Kleopatra onu terk edip İskenderiye’ye kaçınca kendini hançerledi) sonra da Kleopatra intihar etti. (kimi anlatılarda kendini bir yılan sokturdu, kimine göre zehir içti.)
Ne olursa olsun tarihe geçmeyi hak etmiş bir kadındı. Tahta geçişi, evliliği, kadınlığını kullanması, politik manevraları, entrikacılığı, aşkları, hatta ölümü ile kitaplara filmlere ilham verecek bir kadın.