Instagram takipçi satın al
Sağlık

Demir Eksikliğine Bağlı Anemi (Kansızlık) Nedir?

istanbul temizlik şirketi
Demir eksikliğine bağlı anemi en çok karşılaşılan anemi tipidir ve aynı zamanda ya da sideropenik (demir eksikliğine bağlı) anemi olarak da bilinmektedir. Mikrositik (ortalama eritrosit hacminin (MCV) 80 fentolitreden daha düşük olduğu) aneminin en yaygın nedenidir.
Demir eksikliğine bağlı anemi, uygulanan diyetlerin ya da demir alınımının  yetersiz olduğu durumlarda ve demir içeren hemoglobin (akciğerlerden dokulara oksijen taşımakla görevli solunum pigmenti) oluşumunun gerçekleşmediği durumlarda meydana gelmektedir. ABD’de yetiştin erkeklerin %2’siyle karşılaştırıldığında, doğurganlık yaşındaki tüm kadınların %20’sinde demir eksikliğine bağlı anemi bulunmaktadır. Menopoz öncesi kadınlarda demir eksikliğine bağlı aneminin başlıca nedeni adet dönemlerindeki kan kaybıdır. Demir eksikliğine bağlı anemi bağırsaklarda yaşayan kancalı kurt gibi parazitik (parazitlerle ilgili, asalak) enfeksiyonlar sonucu meydana gelebilmektedir. Kancalı kurtların neden olduğu intestinal (bağırsak) kanama fekal (dışkı) ile kan kaybına ve hem(hemoglobinin oluşturan iki unsurdan biri)/demir eksikliğine yol açabilmektedir. Parazitik enfeksiyonların neden olduğu kronik enflasmayon (iltihaplanma) pek çok gelişmekte olan ülkede hamilelik süresince anemiye neden olmaktadır.
Demir eksikliğine bağlı anemi demir eksikliğinin son aşamasıdır. Vücut ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli demir bulundurduğunda (fonksiyonel demir),kalan demir kemik iliklerinde, karaciğerde ve dalakta sonra kullanılmak üzere depolanmaktadır. Demir eksikliği nadiren fizyolojik hasara neden olan demir deplesyonundan sayısız organ sisteminin fonksiyonunu etkileyebilecek demir eksikliği anemisine kadar farklılık göstermektedir. Demir deplesyonu depolanan demir miktarının azalmasına neden olmaktadır. Fakat fonksiyonel demir üzerinde hiçbir etkiye sahip değildir.Bununla birlikte, vücudunda  demir depolanmamış bir birey daha fazla demire gereksinim duyulursa yedek demir deposuna sahip olmayacaktır. Gerçekte, vücudun emdiği demir miktarı kaybolan miktarı karşılamak ya da büyüme ve gelişme için yeterli değildir.

Öykü

Demir eksikliğine bağlı anemi olduğu düşünülen hastalık M.Ö yaklaşık 1500 yılında Mısırlılara ait Ebers papirüsünde tanımlanmaktadır.Hastalığa,Orta Avrupa’da kloroz ya da yeşil  hastalık adları verilmiştir. Demiz tuzları 17.yüzyılın ortalarında Fransa’da tedavi amaçlı kullanılmıştır. Thomas Sydenham demiz tuzlarını kloroz tedavisinde tavsiye etmiştir ancak demir tedavisi hareket mekanizmasının tamamen açıklandığı 20.yüzyıla kadar tartışmalı bir konu olmuştur.

Semptomlar

Demir eksikliğine bağlı anemi solukluk(deride ya da muköz membranda (zar) oksihemoglobin (oksijenle yüklenmiş hemoglobin) miktarının azalması),yorgunluk ve halsizlikle karakterize bir hastalıktır.Yavaş yavaş gelişme eğiliminde olduğu için,adaptasyon(uyum) meydana gelmekte ve hastalık bir süre fark edilmeden ilerlemektedir.Ciddi vakalarda, dispne (nefes almada güçlük) meydana gelebilmektedir. Pika (toprak yeme hastalığı)olarak da bilinen nedensiz,saplantılı yeme arzusu ortaya çıkabilmektedir.Saç dökülmesi ve baş dönmesi de demir eksikliğine bağlı anemi ile ilişkilendirilebilmektedir.

Diğer Semptomlar

Demir eksikliğine bağlı aneminin diğer semptomları şöyle belirtilmektedir:

  • Konstipasyon (kabızlık)
  • Tinnitus (Kulak çınlaması)
  • Palpitasyon (Çarpıntı)
  • Parlak renk görme sorunu
  • Bayılma,baygınlık hissi
  • Depresyon
  • Nefes darlığı
  • Sinirlerin kasılması,karıncalanma,hissizlik
  • Deride yanma hissi
  • Uyku apnesi (solunumun geçici olarak durması) (nadiren)
  • Menstrüel(adet) dönem gecikmeleri
  • Yoğun menstruel(adet) dönemi
  • Zayıf/kırılgan tırnaklar
  • Sosyal gelişmenin yavaşlaması
  • Dilde görülen şişme ve yara
  • Bağışıklık sisteminin zayıflaması
  • İştahsızlık

Süt Çocuklarında Görülmesi (İnfant Dönemi)

Süt çocuklarında görülen demir eksikliğine bağlı anemi gelişmesinin (ortaya çıkışının) ilk aşamalarında yetişkinlerde olduğundan daha büyük ve önemli sonuçlara yol açabilmektedir. Yavruyken,şiddetli demir eksikliği olan bir hayvan,demir tedavisiyle bile normal demir düzeylerine ulaşamamaktadır.Buna karşın, geliştikten (ortaya çıktıktan) sonraki aşamalarda demir eksikliği yeterli demir takviyesiyle telafi edilebilmektedir. Demir eksikliğine bağlı anemi öğrenme yeteneğini azaltarak,motor fonksiyonlarını değiştirerek ve dopamin reseptör sayıları ile (bir tür kimyasal madde) ile seratonin (bir tür madde) düzeylerini kalıcı bir şekilde azaltarak nörolojik gelişmeyi etkilemektedir. Gelişme süresince demir eksikliği spinal (omurga)kordondaki(kordon şeklinde oluşum) miyelinasyonda (sinir lifi çevresinde miyelin kılıfı(sinir hücresinde) oluşması) azalmaya ve bunun yanı sıra miyelin oluşumunda değişmeye neden olabilmektedir.Ayrıca,demir eksikliğine bağlı anemi fiziksel gelişim üzerinde negatif bir etkiye sahiptir.Büyüme hormonu sekresyonu (salgı) serum transferrin (plazmadaki demir bağlayıcı globülin) düzeyleriyle alakalıdır ve demir-transferrin düzeyleri ile boy ve ağırlık artışı arasında pozitif bir bağlantı olduğunu düşündürmektedir.
Anemi (Kansızlık) Nedir? sebepleri nelerdir?

Diyagnoz (Teşhis)

Anemi,semptomları ve işaretlerinden teşhis edilebilmektedir.Ancak anemi hafif olduğunda,orta şiddetteki non-spesifik semptomlardan teşhis edilememe olasılığı vardır.Anemi sık sık tam kan sayımının (CBC)bulunduğu rutin kan testleriyle ortaya çıkarılmaktadır.Hemoglobinin(HGB) yeteri derecede düşük olması ya da hematokrit (HCT) (eritrositlerin çöktürülmesi ile elde edilen değer)  aneminin karakteristiğidir.Sonraki çalışmalar da aneminin nedeni ve tam diyagnozunu(teşhisi) saptamak için yapılmalıdır.CBC’deki dikkat edilecek ilk anormal değerlerden biri kırmızı kan hücrelerinin(eritrositlerin) farklı boyutlarda dağılımını gösteren kırmızı kan hücresi(eritrosit) dağılım genişliğinin artmasıdır.(RDW)Düşük MCV,MCH ya da MCHC değerlerinin yanı sıra periferal (çevresel) kan yayılımına ilişkin muayenelerde  RBC’lerin tespiti
mikrositik aneminin diyagnozunu kolaylaştıracaktır. Mikrositik anemi,glüten hassaslı enteropatiyle (bir tür hastalık) /Çölyak (bir tür hastalık) ile ilişkilendirilen malabsorbsiyon (emilim bozukluğu) durumunun bir sonucu olabilmektedir.
Demir eksikliğine bağlı aneminin diyagnozu(teşhis) uygun bir hastalık öyküsü  (Örneğin,adet gören kadınlarda ortaya çıkan anemi) ile belirleneceği gibi düşük serum ferritini(demir elementinin vücutta depo edilen şekli),düşük serum demir düzeyi,serum transferrinin artması ve yüksek total demir bağlama kapasitesi (TIBC) gibi diyagnostik(teşhis edici,teşhise yardım eden)testlerle de belirlenecektir. Serum ferritini demir eksikliğine bağlı anemi için yapılan en hassas laboratuar testidir.
Demirdeki laboratuar değerlerinde meydana gelen değişmeler.
Değişme Parametre
Artma Ferritin, hemoglobin MCV
Azalma TDBK ,transferrin ,RDW
Demir eksikliğine bağlı anemi ve Talesemi minörü (küçük) (Akdeniz anemisi) pek çok laboratuar sonucunun benzeri bulgularını ortaya koymaktadır.Talasemi olan bir hastayı demir takviyesiyle tedavi etmemek çok önemlidir çünkü bu hemakromatoza (karaciğerde demir birikmesi) neden olabilmektedir. Demir incelemeleriyle birlikte hemoglobin elektroforez (elektriksel alan içinde iyonlara ayrılma) bu iki durumu da ayırt etmede yararlı kanıtlar sağlayacaktır.

Altın Standart (En değerli tanı)

Kesin bir diyagnozda (teşhiste bulunma)  demir rengindeki kemik iliği aspirasyonu (çekilmesi,alınması) ile birlikte demir açısından boyalı ilik yöntemi uygulanarak tükenen demir deposunun ortaya çıkarılması gereklidir. Bu yöntem invazif(derinlere giden) ve ağrılı olduğu için demir takviyesinde klinik denemeler ucuz ve non-travmatik iken hastalar genelde kesin bir diyagnoz olmadan tedavi edilmektedir.

Etiyolojinin (nedeni) Belirlenmesi

Demir eksikliğine bağlı aneminin diyagnozu nedeniyle ilgili daha ayrıntılı araştırma gerektirmektedir.Demir eksikliğine bağlı anemini dışkıda kan kaybına neden olan kolon kanseri (kalın bağırsak kanseri )gibi diğer hastalıkların işareti olabilmektedir.Yetişkinlerde,demir eksikliğine bağlı anemi olan hastaların %60’ı kronik kan kaybına yol açan altta yatan diğer gastrointestinal (mide ve ince bağırsakla ilgili) bozukluklara yakalanabilmektedir. Diyet yetersizliğinin yanı sıra;malabsorbsiyon(emilim bozukluğu), kronik kan kaybı,hamilelik boyunca demirin  fetal(fetüsle ilgili) eritropoeze(kırmızı küre,eritrosit) durumuna  diversiyonu (sapması), intravasküler (damar içi)  hemoliz (eritrositlerin parçalanmasıyla hemoglobin molekülünün dışarı çıkması) ve hemoglobinüri (idrarda serbest hemoglobin bulunuşu) ya da kronik kan kabının diğer formları (şekilleri) tamamen göz önüne alınmalıdır.

Tedavi

Eğer hastalığın nedeni besinle alınan demirin yetersiz olmasıysa,genelde demir II sülfatı,ferröz(iki değerli demir) glükonat ya da demir amino asit kelatı(gevşek yapı gösteren kimyasal bileşiği bir metalle birleştirmek) NaFaEDTA ile alınacak demir takviyeleri genellikle anemiyi yok edecektir.
Son araştırmalar demir replasman tedavisinin,en azından demir eksikliği olan yaşlılarda ,günlük saf demir alınımının 15mg’ı kadar olabileceğini belirtmektedir.130 anemi hastasında yapılan bir deney ortalama 100mg’lık demirle, takviye uygulanırken demir sayımında %98’lik bir artış göstermiştir.
Çoğu test,demir takviyesinin bakteriyel enfeksiyonun yaygın olduğu alanlardaki bulaşıcı morbiditelere(hastalıklar) bağlı rahatsızlıklarda artışa neden olabildiğini göstermiştir.Örneğin,demir bakımınından zengin yiyecekler yiyen çocukların enteropathojen dökülmesi (bir tür bakteri) ve diyare (ishal) oranlarında artış olduğu ortaya çıkmıştır.
Demir eksikliği,bakteri gelişmesi için elverişsiz bir çevre yaratarak enfeksiyona karşı koruma yapmaktadır.Yine de,demir eksikliği patojenik(hastalığa neden olan) hastalıkların neden olduğu enfeksiyonları azaltabilirken,diğer viral ya da bakteri enfeksiyonlarındaki direncin azalmasına da yol açmaktadır.Bunlara örnek olaral Salmonella typhimurium (bir türk bakteri) ya da Entamoeba histolytica (bir tür bağırsak paraziti) verilebilmektedir. Genel olarak,şu sonuca varılabilir ki demir takviyesi pek çok bulaşıcı hastalığa yatkın olan bir ortamdaki bireyler için hem yararlı hem zararlı olabilmektedir.

İlginiz Çekebilir

Serap Yılmaz

Magazin ve ünlüleri yakından takip eden yazar, Türkiye ve dünya gündeminde yaşanan magazinsel olayları okuyuculara aktarıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu