The Shining Hakkında Muhtemelen Hiç Duymadığınız 15 Şey
Pek çoklarımızı çocukken uykusundan eden bu inanılmaz film hakkında çok az bilinen şeyleri derledik. Film hakkında pek bilinmeyen 15 detay.
Yazı İçi Başlıklar
The Shining ne büyük film… Stanley Kubrick’in muhteşem yönetmenliği, inanılmaz oyunculuklar, tüyleri diken diken eden atmosfer ve tabi Kubrick’in taa kendisi böyle bir karışımdan nasıl kötü bir şey çıksın ki zaten. Pek çoklarımızı çocukken uykusundan eden bu inanılmaz film hakkında çok az bilinen şeyleri derleyelim de o günleri de vesilesi ile yad edelim dedik. Buyurunuz.
Kubrick, Stephen King’in yazdığı senaryoyu okumamış bile!
Valla doğru okudunuz Kubrick üstat, koskoca Stephen King’in yazdığı senaryoyu okumamış bile. Hoş King’e bir keresinde “zayıf bir yazar” demişliği olduğu düşünülürse bu şaşırtıcı değil aslında. King’in yazdığı senaryo yerine Diane Johnson ile 11 haftada kendi versiyonunu yazmış.
Kubrick, Shelley Duvall’dan pek hoşlanmıyormuş…
Duvall’ın filmde daha korkmuş, daha ürkmüş görünmesi için elinden geleni yapmış yönetmenimiz. Ona kaba ve korkutucu davranmış. Jack Nicholson ile arasından su sızmazken Shelley’i ablamızın burnundan getirmiş. Kadıncağız hayatının en zor rolünün bu olduğunu söylemiş.
Küçük Danny Lloyd bir dramda oynayacağını sanıyormuş
Küçük Danny’ciğe bir korku filminde oynadığı söylenmemiş, hatta ve hatta 17 yaşına gelene kadar filmi bile izlemesine izin verilmemiş. O yaşta bir çocuğun korku filminde oynadığını bilmesi hoş olmazdı be zaten…
Wendy’nin beysbol sopası ile merdivenlerden çıkışı tam 127 tekrarda çekilmiş
Valla doğru okudunuz tam tamına 127 tekrar. Taş olsa çatlar bizce… Elbette bu sahne bu kadar tekrarla Guinness Rekorlar Kitabına girmeyi başarmış.
Jack’in balta ile banyo kapısını kırdığı sahne tam 3 günde çekilmiş.
Sandığınızın aksine bu sefer Kubrick’le ilgisi yok çok tekrarın. Meğer bizim Jack zamanında gönüllü olarak itfaiyecilik yapmış, bundan dolayı da kapı kırmakta pek başarılıymış. Sanat grubu tam 60 ayrı ağaçtan kapı denemek zorunda kalmış ki Jack’in kapıyı kırmakta zorlandığı duygusu çıksın…
Kubrick’in istediği gibi akan kan sahnesini çekmek ise tam tamına 6 ay sürmüş!
İşte Kubrick’in mükemmeliyetçiliğinin kanıtı; efendim kanı akıtmak saatler sürüyormuş, ee bir de tekrarlar arasında koca koridoru temizlemek var. Haliyle günler sürecek bir iş ama gelin görün ki günler değil aylar sürmüş keza Kubrick mükemmel akışı aramaya devam etmiş tabii ki bulana kadar…
Stephen King filmi beğenmemiş…
Ehh yani yazdıklarınıza “zayıf” dense, senaryonuz okunmaya bile değer bulunmasa siz de biraz gönül koyarsınız. Efendim Stephen King, Kubrick’e hayrandım ve projeden çok umutluydum ama sonuç büyük hayal kırıklığı oldu demiş. Her ne kadar bazı bölümlerin insanı gerdiğini düşünse de genel olarak filmi vasat bulduğunu söylemiş…
Kubrick’in 500 sayfalık daktilo yazısını kendisinin yazdığı rivayet ediliyor.
Buna bir kanıtımız yok ama Kubrick’in bunu sanat departmanından istemediği bir gerçek. Ölümüne kadar bu soruya cevap vermeyi de reddetmiş. E haliyle insan 500 sayfalık “all work and no play makes Jack a dull boy” yazısını kendisinin yazmış olduğundan şüpheleniyor. Belki de bir çeşit terapi gibidir onun için kim bilir.
Danny Lloyd sadece bu filmde rol almış
5 yaşındaki Danny’i izlediğiniz de ister istemez işte bir çocuk star diye düşünüyorsunuz… Ama gerçek hayattaki yansıması öyle olmamış ve kendisinin rol aldığı tek film bu olmuş…
Filmin yapımında 900 ton tuz kullanılmış.
900 ton tuzla ne yapmış olabilirler sorusunu duyar gibiyiz.
Jack’in Danny’i kovaladığı karla kaplı labirenti hatırladınız mı? Ehh koca labirenti karla kaplamak baya bir tuza ve beyaz köpüğe mal olmuş 🙂
Kubrick’in filmi tamamlaması 5 yılını almış
6 ayda bir kan akışı çekilen yerde filmin 5 yıl sürmesine neden şaşıralım ki di mi ama? Kaldı ki Kubrick uzun çekimleri seven bir yönetmen olarak anılır. Kendisinin çekimleri 15 ay süren Eyes Wide Shot ile rekorlar kitabına (başka alanlardakinin yanında) girmişliği de var hatta.
Kubrick’in Stephen King’e bir sorusu varmış…
İkisinin birbirinden hoşlanmadıklarını anladık zaten. Ama işte buna rağmen Kubrick’in King’e soracak bir sorusu varmış. King’in aktarımına göre Kubrick bir gün sabahın 7’sinde onu aramış ve “Doğaüstü hikayelerin özünde iyimser olduğunu düşünmüyor musun? Eğer hayaletler varsa bu bizim ölümden kurtulabildiğimiz anlamına gelir, öyle değil mi?” diye sormuş. Bunun üzerine King, cehennemi bu düşüncede nereye oturttuğunu sorduğunda Kubrick basitçe cehenneme inanmadığını söylemiş…
Filmin açılışı Kubrick olmadan çekilmiş
Neden derseniz, efendim kendisi uçmaktan nefret ettiği ve İngiltere’den ayrılmayı reddettiği için bu sekansı ikinci bir ekip Montana’ya kadar giderek Glacier National Park’ta çekmiş.
Oda 217, oda 237 olarak değiştirilmiş.
The Timberline Lodge Otelinin ricası ile kitaptaki 217 numaralı oda 237 yapılmış. Çünkü otel yönetimi kimsenin bu odada kalmak istemeyeceğinden korkuyormuş. Ama ironiye bakınız ki zaman içerisinde müşterilerin en çok kalmak istediği oda 237 numaralı oda olmuş ancak ne yazık ki otelde bu numarada bir oda yok…
Filmde elektrikli aletlerin hiçbirinin fişini görmek mümkün değil
Film boyunca hiçbir elektrikli aleti fişe takılı göremezsiniz hatta onu bırakın fiş de göremezsiniz neden çünkü Kubrick tüm bunların gizlenmesini istemiş. Fişler, kablolar için özel saklama delikleri yapılmış. Kubrick bu sayede atmosferin daha tekinsiz ve ürkütücü olacağını düşünüyormuş.
