Her insan güzel görünmeyi ister. Özellikle kadınların kendi aralarında gizliden gizliye güzellik konusunda yarıştıkları da bilinir. Ama kimse dile getiremez. Makyaj, saç, kıyafet; vücut ölçülerinin tamamlayıcısıdır. Yakıştırmak lazım kendine bir şeyleri, işte yakıştırmak dendi mi akla ilk zayıf olmak gelir. Gelir de nasıl yapmak, nereden başlamak gerekir?
İnsanoğlu sabırsız varlıktır. İstediği hemen olsun ister. Arama motoruna yazdığınızda birden çok zayıflama yöntemleri karşımıza çıkar. Fakat biz hep kolay yolu seçeriz. Üç günde altı kilo, çorba diyeti, meyve diyeti, protein diyeti, karbonhidrat diyeti…
Aslında hızlı kilo vermenin tehlikeleri nelerdir bir bilsek hiç kolay yolu seçmeyiz. Mantıklı olan kişiye özel bir beslenme programı olmasıdır. Zaman içinde yavaş yavaş ve istikrarlı kilo vermektir diyet. Hızlı kilo vermenin tehlikelerinin başında metabolizma ile oynamak gelir. Hatta bir anda verilen kilo sadece tartıda sevinmemize yol açsa da verdiğimiz şey kilo değil kastır. Bu da ileride kas rahatsızlıklarına, vücutta sarkmalara ve kasılmalara neden olur. Özellikle vücudun yeterli miktarda protein almaması dış çürüklerine, diş etlerinde rahatsızlıklara yol açar.
Hızlı kilo vermenin tehlikeleri nelerdir sorusunun cevabını net olarak vermek gerekirse en başta sağlıksız yaşam gelir.Hatta tüm cevapları açık ara farkla sağlıksız yaşam kazanır. Neden mi?
Çünkü aylarca büyük özenle alınan kiloların bir anda verilmesi vücudun şoka uğratılmasına sebep olur. Vücut ne yaşadığını anlayamaz ve kendine uygun olmayan diyetle mücadele içine girer ve büyük su kaybeder, yağlar ise yerinde durur.
Dolayısıyla şu kaybeden vücudun böbrekle imtihanı başlar. Savaşı kaybeden böbrek vücudu işlemsiz hale getirerek çabuk yorulmalara neden olur. Tabi bu arada ortada kalan yağ çirkin bir görüntüye sebep olurken yanında psikolojik problemlere davetiye çıkarır.
Aklı fikri yerinde olan her birey aniden verilen kilonun daha sonra fazlasıyla geri alınacağını da az çok tahmin eder. Düzenli bir beslenmeniz yoksa yaptığınız diyete üç gün taş çatlasın beş gün dayanabilirsiniz. Sonrasında ise hırsla yemeye başlar ve acı çektiğimiz üç günün hatırına durmaksızın yeriz.
Artık diyetisyene ya da beslenme uzmanına gitmek bir zorunluluk değil zaruri ihtiyaç olmuştur. Kişinin kendi vücuduna ve yaşama tarzına uygun beslenmesi düzenini, hayatını buna göre ayarlaması kendine yapacağı en büyük iyiliktir benden söylemesi.
