Instagram takipçi satın al
Yaşam - insan

Empatinin gücü

Empati ile karşınızdaki insanın iyi hissetmesini sağlamak sizce mümkün mü? Empatinin gücü var mı? Buyrun birlikte bakalım.

istanbul temizlik şirketi

Empati ile karşınızdaki insanın iyi hissetmesini sağlamak sizce mümkün mü? Buyrun birlikte bakalım.

Empati, günlük hayatta sıkça duyduğumuz kelimelerden biri. Bu duyguyu, kendimizi karşımızdakinin yerine koyup, olaylara onun gözünden bakmak ve ne hissettiğini anlamaya çalışmak olarak tanımlayabiliriz.

Kimileri çok iyi bir empatik dil kullandığını düşünürken, empati kurmayı gereksiz bulanların ve bunu beceremeyenlerin sayısı da hatrı sayılır derecede fazla. Gene de bir gün herkesin yolu “Biraz empati kurmaya çalış!” diyen birileriyle kesişecektir. Kesişmeyen var mıdır ki hatta?

Empati, sonradan mı var olur yoksa doğuştan gelen bir yetenek midir bilinmez. Ancak doğru bir şekilde kurulduğunda, dünyayı çok daha yaşanılır bir yer kıldığı su götürmez bir gerçek. Şöyle ki, bazen sevdiğiniz birinin sorunlarla boğuşmakta olduğunu fark ederek ona yardım etmek isteyebilirsiniz. “Seni çok iyi anlıyorum.” ya da “Zamanla geçecek, göreceksin.” gibi cümlelerle onu rahatlatmaya da çalışabilirsiniz. Oysa bu tam olarak empati kurmak demek değildir. Önemli olan, aynı duyguları paylaşmaktan çok, aynı şeyleri hissedebilmektir çünkü. Bunu başarmak içinse ilk yıkılması gereken şey, bencillik duvarıdır. İnsanlar, egolarını bir tarafa bırakmadığı sürece, başkalarının duygularını asla tam olarak özümseyemez.

Empati yoksunluğunu, kişiler arasındaki iletişim kopukluğunun ana nedenlerinden biri olarak gösterebiliriz. Birbirini anlayamayan insanların yaşadığı problemlerin, günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız durumlardan biri olduğu sanıyoruz. Anlayışsız sevgili, duyarsız arkadaş, bencil patron vesaire. Oysa herkesin mutlulukları, üzüntüleri, özlemleri ve beklentileri birbirinden farklı. Daha da önemlisi herkes anlaşılmak istiyor. Birileri elini taşın altına koymadığı sürece, uzak bir ihtimal…

“Sadece anlaşılmak istiyorum!” diyen insanların bu duyguyu belki sevilmekten bile önde tuttuklarını söyleyebiliriz. Anlaşılmayı sevilmenin de önüne koyduklarına göre elbette bunun için geçerli nedenleri var. Sizi anlayamayan birinin hayatınızda güzel anılar bırakması ütopik bir düşünceden öteye gidebilir mi? Pek mümkün görünmüyor. Tam da bu noktada fark edilmesi gereken en önemli unsur, empatinin insana kazandırabilecekleri. “Bana ne? Beni ilgilendirmez.” demek yerine karşımızdakinin hissettiklerini yüreğimizde duyumsayabilmek.

Bir Kızılderili atasözü der ki: “Benim hayatımı yargılamadan önce; benim ayakkabılarımı giy, benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Ancak ondan sonra beni yargılayabilirsin.” Empatinin gücü tam olarak bu cümlenin içinde saklı ve insanların konum ve şartlarını göz önünde bulundurmadan onlarla ilgili çıkarım yapmak, ne iyiliğe hizmet eder ne de çözüme. Başkalarının duygularına dokunabilmek incelikli bir iştir. Bunu başarmak içinse karşımızdaki kişinin hissettiklerini anlayabilmek şart. Bir bilgenin de dediği gibi: “İnsanları yargılarsanız onları sevmeye vaktiniz kalmaz.”

İlginiz Çekebilir

Murat Dere

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdikten sonra çeşitli alanlarda çalıştıktan sonra kendimi ekonomi ve siyaset konusunda geliştirdim. Bu konularda severek ve tarafsız olarak okuyuculara haberler paylaşmaya çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu