Çocuğunuzla İzlerken Ondan Daha Fazla Keyif Alabileceğiniz 15 Film

Çocuk filmi deyince aklınıza bundan 20 yıl öncesinin Disney ya da Tinny Toon karakterleri falan geliyorsa bu liste tam size göre demektir. Zira bu türü oldukça geriden takip ettiğiniz belli…

Öncelikle hemen belirtelim; listedeki filmleri sevmek için illa çocuk olmanız gerekmiyor. Hatta öyle ki filmlerin neredeyse hepsinde sadece yetişkinlerin anlayabileceği -ya da biz mi öyle zannediyoruz acaba?- bir çok diyalog ve espiri var. Hatta bazıları konu ve atmosfer olarak oldukça “karanlık” bir yerde duruyor, diyebiliriz. Yine bu filmlerin en az çocuk hayran kitlesi kadar -belki daha da fazla- yetişkin fanları olduğunu söylesek, abartmış sayılmayız.

Peki bu filmleri “çocuk filmi” yapan şey nedir? Aslında benim şahsen böyle bir iddiam yok. Ben olaya daha çok; “çocuklara da hitap eden filmler” gözüyle bakmayı tercih ediyorum… Bir filmin animasyon olması ve okullar tatilken gösterime girmesi onu çocuk filmi yapacaksa, dokunmayın yapsın.

Ruhların Kaçışı (Sen to Chihiro no kamikakushi, 2001)

Listemize bir Miyazaki animesi ile başlayarak niyeti baştan belli etmek en iyisi 🙂
Ruhların Kaçışı, yanlışlıkla perili bir kasabaya yolları düşen 10 yaşındaki Chihiro Ogino ve ailesinin hikayesini anlatıyor. Anne ve babasının perili kasabanın yemeklerinden yiyerek domuza dönüşmeleri Chihiro’nun onları kurtarma macerasının da başlangıcı olacaktır.

Malefiz (Maleficent, 2014)

Uyuyan Güzel masalına bir de kötü cadının gözünden bakmaya ne dersiniz? Malefiz, klasik iyi-kötü mücadelesine yönelik hikaye anlatım yapısını kırarak, hikayesini neden sonuç ilişkileri bağlamında anlatmayı tercih etmiş. Bu açıdan bakıldığında oldukça gerçekçi bir yaklaşımla anlatılmış bir masalla karşı karşıyayız, diyebiliriz. Malefiz karakterine Angelina Jolie’nin hayat verdiğini de belirtmeden geçmeyelim…

Vol-İ (Wall-E, 2008)

Dünyayı terk ederek başka bir gezegene gitmek üzere yola çıkan insanlık, ardında rutin görevleri olan bir robot bırakmıştır. Fakat bu zavallı robotun insanlığa insanlığı öğreteceğini kim tahmin edebilirdi… 🙂

Yürüyen Şato (Hauru no ugoku shiro, 2004)

Miyazaki’nin en çok izlenen animesi ile devam ediyoruz. Şapkacılıkla geçimini sağlayan Sophie, kız kardeşinin evine giderken Howl adındaki bir büyücüyle karşılaşır. Howl’ı takip etmekte olan kötü bir cadı, Sophie’nin şapkacı dükkanına gelerek onu lanetler ve Sophie ihtiyar bir kadına dönüşür. Howl’ın Sophie’yi yürüyen şatosunda himaye etmeye başlamasıyla, laneti bozmak için birlikte hareket etmeye karar vereceklerdir.

Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları (Miss Peregrine’s Home for Peculiar Children, 2016)

Şimdi de sırada fırından yeni çıkmış bir Tim Burton filmi var. 30 Eylül 2016’da gösterime giren film, ipuçlarını izleyerek gizemli bir adaya varan Küçük Jacob’ın hikayesini anlatıyor. Jacop  adada “Miss Peregrine’s Home For Peculiar Children” adında bir evin kalıntılarını bulur. Evin içini gezdikçe evde bulduğu şeylerin inanılmaz güçlere sahip olduğunu keşfeden Jacop, onları kurtarmak ister.

Yıldız Tozu (Stardust, 2007)

Nail Gaiman’ın aynı adlı romanından uyarlanan film, gerçekten bir masal tadında akıp gidiyor. Periler, korsanlar, canavarlar ve elbette aşk… Kayan bir yıldızın peşinde maceradan maceraya koşan Tristan’ın hikayesinin anlatıldığı filmin kadrosunda ise Robert De Niro, Michelle Pfeiffer ve Claire Danes gibi önemli isimler bulunuyor.

Talihsiz Serüvenler Dizisi (A Series of Unfortunate Events, 2004)

Sevgiyle ve varlık içinde büyütülmüş üç kardeşin kaderi ebeveynlerinin ölümüyle tek yasal varisleri olan amcalarının eline bırakılmıştır. Ne var ki bu korkunç amcanın tek hedefi vardır; çocukları ortadan kaldırarak aileden kalan mirası ele geçirmek. Filmde kötü amca karakterini Jim Carrey’nin canlandırdığını da belirtmeden geçmeyelim…

Noel Gecesi Kabusu (The Nightmare Before Christmas, 1993)

Hayali bir dünya olan Halloween şehrinin sakinleri, devler, hayaletler, goblinler, vampirler ve cadılardır. Şehirde her Cadılar Bayramı’nda büyük bir kutlama tertip edilmektedir. Ne var ki her sene bu kutlamalara önderlik eden Jack Skellington’un kafası bu sene oldukça karışıktır. Şehrin dışındaki ormanın derinliklerinde Christmas adındaki bir şehirde yapılan kutlamalardan etkilenen Jack aynı atmosferi kendi şehrinde de yaratmak istemektedir…

Narnia Günlükleri Serisi (2005)

Yedi kitaplık seriden oluşan aynı adlı çocuk klasiğinden uyarlanan filmin şimdiye kadar üç bölümü çekilmiş durumda. Filmde, amcalarının evindeki gardroptan Narnia adlı büyülü bir dünyaya geçiş yapan iki kardeşin hikayesi anlatılıyor.

Harry Potter Serisi (2001)

Elbette herkesin bildiği Harry Potter serisini listemize almamak olmazdı. Seyretmeyenler, burun kıvıranlar, “amaaan çocuk filmi işte” diye yaftalayıp geçenler; lafım size… İzleyin, pişman olmayacaksınız 🙂

Büyük Hazine (National Treasure, 2004)

Sırada modern bir Indiana Jones hikayesi var. Fakat buradaki kahramanımız Indiana gibi bir arkeolog değil. O babadan atadan bir hazine avcısı… Baş rollerinde Nicolas Cage’in oynadığı filmin ikincisinin de “Sırlar Kitabı” adıyla çekildiğini belirtmeden geçmeyelim…

Kanca (Hook, 1991)

Ve şimdi de sırada Dustin Hoffman, Robin Williams ve Julia Roberts’ın oynadığı bir “Peter Pan” uyarlaması var. Ama bu sefer Peter artık çocuk değil… Zaten Varolmayan Ülke’de de işler eskisi gibi değil…

Altın Pusula (The Golden Compass, 2007)

2007 yapımı bu fantastik yapım, hikayesini Philip Pullman’ın “Northern Lights” (Kuzey Işıkları) isimli romanından alıyor.

Yaşadığımız dünyadan farklı bir dünyadaki Oxford şehrinde, Jordan Koleji’nde yatılı okuyan Lyra ve cini Pantalaimon, bir gün okulu ziyaret eden amcası Lord Asriel ve alimlerin yaptığı bir toplantıyı gizlice gözetlerken, ‘toz’ denen bir şey, ‘Kuzey’de havada duran bir şehir’ ve ‘cinayetle sonuçlanan bir keşif seferi’ hakkında esrarengiz hikâyeler dinler. Bu dünyada insanların ruhu yanlarından hiç ayrılmayan ve cin olarak adlandırılan hayvanlardır…

Kutup Ekspresi (The Polar Express, 2004)

Özellikle görsel olarak oldukça ses getirmiş olan bu animasyonda bir noel hikayesi anlatılıyor. Artık Noel’e ve Noel Baba’ya olan inancını yirtirmiş olan kahramanımız kendisini Noel Baba’nın ülkesi olan kuzey kutbuna giden bir trende buluverir.

Manhattan’da Sihir (Enchanted, 2007)

Filmde, peri masallarındaki ülkesinden kötü kalpli kraliçe tarafından kovulduktan sonra kendisini günümüz Manhattan sokaklarında bulan güzel prenses Giselle’nin öyküsü anlatılıyor. Giselle, içine düştüğü bu yeni çevrede hiçbir şeyin peri masallarındaki “sonsuza kadar mutluluk” kavramına uygun işlemediğini görünce şok olur. Kısa süre sonra yardımına gelen yakışıklı bir dul avukatla (Patrick Dempsey) tanışınca hayata ve sevgiye bakış açısı değişmeye başlar.