Instagram takipçi satın al
Faydalı BilgilerListeler

Şeker Yiyecekler ve Şekerin Zararları Hakkına Her şey

Şekerin zararları nelerdir, şeker ile ilgili merak edilen tüm bilgileri detaylı bir şekilde yazımızda bulabilirsiniz.

istanbul temizlik şirketi

Sağlığımızın gerçek düşmanı keker mi? Şekerin zararları ile ilgili araştırmalar yapan İngiliz bilim adamı John Yudkin’e göre sağlığımızın gerçek düşmanı şekerdir. “İnsan ömrünü 10 yıl kısaltıyor.” diyor. “Şeker yemekten vazgeçin de dilediğiniz kadar yağ yiyin!”
Beslenme biliminin üniversitede öğretim konusu edilmesine ön ayak olan 67 yaşındaki İngiliz bilimcisi John Yudkin, “saf, beyaz ama zararlı” isimli kitabıyla dünya çapında bir üne kavuşmuştur. Sözünü ettiği, kitabına isim olarak seçtiği şey ise “1” numaralı düşman olarak ilân ettiği şekerdir.
Profesör Yudkin’in iddiasına göre, tıp ve farmakoloji alanında yapılan bütün keşifler, özellikle şeker tüketiminin en yüksek seviyede olduğu batı dünyasının bu tutumu yüzünden boşa gitmektedir.

Roma’da verdiği bir konferansta Yudkin, “diş çürümelerinin şekerden olduğunu düşünmeniz, onun ne denli zararlı olduğunu anlamamıza yeter.” diyordu. “Eğer şeker dişlere bunca zarar verirse, dişlerden çok daha çıtkırıldım olan öteki iç organlara yaptığı zararı yarın siz hesaplayın. Şeker, sadece fazla kilolann, diabet, koroner trombozların sebebi değildir. Karaciğerin ve böbreklerin büyümesine, kemiklerde patolojik değişikliklere sebep olduğu gibi, proteinin kullanım derecesini azaltıp, kanda kolesterol, trigliserid ve ürik asit birikimini kolaylaştırır ve ömrü ortalama 10 yıl kısaltır. Sakarinin, besin sanayiinde kullanılan kimi boya maddelerinin kullanımını yasaklayan hükümetler çok güldürüyor beni. Aslında bu zararsız şeyleri yasaklayıp da kanser değil ama, en az o kadar zararlı başka hastalıklara sebep olan şekeri ‘serbest’ bırakmalarına şaşıp şaşıp da kalıyorum.
Er ya da geç, şeker tüketimi bütün dünyada yasaklanacaktır. Şeker sanayicileri şu ‘soykırımı’ sürdüreceklerine işlerini değiştirmeyi düşünseler daha iyi. Şeker, kimyasal amaçlarla kullanılabilecektir. Böylece de ekonomik bunalımlara sebep olamıyacaktır artık.
Kişi normal kilosunun birkaç kilo üstüne çıksa bile, bütün organlarını aşırı bir çaba harcamaya zorlar. Erkeklerde % 13 kadınlarda ise % 25’in üstüne çıkmamalıdır vücuttaki yağ miktarı.

Şeker Nedir?

Bir numaralı halk düşmanı: Şeker

Son yıllarda şeker, bir zamanların kara vebası gibi “1” numaralı halk düşmanı ilan edildi. Şeker, şişmanlıktan öğrenme güçlüğüne varıncaya kadar pek çok tatsız şeye sebep olmakla suçlanıyor. Kundak bebeğinden 100 yaşındaki dedeye kadar hiç kimse de onun şerrinden uzak değil üstelik.

Şeker Nedir?

Kimyevi açıdan pek çok bileşim şeker olarak adlandırılır ama yediğimiz besinlerde tabii halde bulunanı sadece birkaç tanedir. Tabii haldeki şeker, laktoz (süt şekeri) adıyla sütte, glikoz ve fruktoz adıyla meyve ve sebzelerde bulunur. Vücut tarafından kullanılabilmeleri için bütün şekerlerin glikoza dönüştürülmesi gerektir. Bu, kanımızda bulunan şekerdir. Vücut için şekerin hangi kaynaktan geldiği önemli değildir.
Gerçi beslenme uzmanları rafine, beyaz şekerin tehlikeli, tabii tatlandırıcıların daha iyi olduğunu söylerler ama bir şeker molekülü, rafine edilmiş olsun olmasın, bir şeker molekülüdür.
Şekerin diş çürümelerine katkısı vardır ama şeker yerine bal ya da kuru meyve yiyerek diş problemlerinden tamamen uzak kalmak mümkün değildir. Önemli olan, dişlerin şekerle temas ettiği süredir. Dişinize yapışan bir şeker, daha çok zarar verir.

Bunu önlemek için, yemek aralarında yapışkan tatlılardan uzak durmalı, dişleri daha sık temizlemelidir. Çürüklere sebep olan bakterilerin şekerin türüyle ilgileri yoktur. Söz gelimi üzüm, bütün gün diş aralarında kalabilir ve bakteriler için elverişli bir ortam oluşturur.
Fazla şekerin öğrenme güçlüğüne yol açtığı konusundaki iddialar da henüz yeterli araştırma ve delillerle kesinkes ispatlanmamıştır.
Aşırılığa kaçmadan bu tatlı şeyden nasibinizi alabilirsiniz siz de.

Psikologlara Göre Çocuktaki Şeker Yeme Alışkanlığı, Yetişkinlikte Sigara Tiryakiliğine Dönüşüyor.

Çocuklara şeker hediye etmeyin

Küçük bir çocuğu sevindirmek veya ödüllendirmek istediğinizde ilk aklınıza gelen şeker veya çikolata, bisküvi gibi tatlı birşeydir. Beslenme açısından şeker çocuğa hemen kullanabileceği bir enerjiyi verir. Ama çocuğun büyümesine unda ve meyvedeki şeker gibi katkıda bulunmaz.
Diş doktorları, diş çürüklerinin artmasından da şeker ve şekerli şeylerin gereğinden çok yenilmesini sorumlu tutuyorlar. Süt dişi çürüklerini o kadar önemsemeyebilirsiniz, ama sonraki Pirükler önemlidir. Çocuklukta gereğinden çok şeker yeme alışkanlığım edinen çocuksa, bunu sonraki yaşlarda da sürdüreceğinden diş çürümesi kaçınılmaz bir hal alır.

Psikologlarsa, çocukluktaki bu şeker alışkanlığını yetişkinlikte sigara tiryakiliği ile süreceği görüşündeler.
Şeker yerine meyve yeseler çok daha iyi olur elbet. Ama bu alışkanlığı bugünden yarına değiştiremezsiniz. Onun için en iyisi günlük kullandığınız şeker miktarını azaltmaktır. Bisküvi, tatlı vb. yaparken koyduğunuz şeker miktarını azaltan. Hem çocukların, hem de sizin sağlığınız olumlu yönde etkilenir bundan.

Çocuklara şeker hediye etmeyin

Şekerin Zararları Şekersiz de Yaşanır!

Uzmanlara bakılırsa, gereğinden çok şeker yiyoruz.
Pekâlâ şekersiz de yaşanır, diyorlar hem de sağlıklı bir biçimde.
Aynı enerji kaynağını taze sebze ve meyvelerdeki tabii’ şekerden ve karbonhidratlı besinlerden de sağlayabiliriz.
Çayınıza, kahvenize koyduğunuz şekeri yavaş yavaş azaltın. Göreceksiniz, bir süre sonra daha az şekerlisinden hoşlanır olacaksınız. Hattâ gün gelecek hiç şekersiz içmeyi tercih edeceksiniz.
Böylece de hem dişleriniz çürümekten kurtulacak hem de fazla kilolarla derde girmeyecek başınız.

Çocuklara Özel Beslenme

Problemli çocukların da özel bir beslenme rejimi uygulanarak tedavi ve kont-rol edilebileceklerine inanılmakta. Bu sayede küçük asi yumurcakların birkaç hafta içinde normal, disiplinli, cici çocuklara dönüşmesi mümkün.
Bu rejimde çocuklara verilen şekerli besinlerin miktarı azaltılmakta, suni boyalar, koruyucu maddeler ilâve edilmiş besinlerle, bazı meyve ve sebzeler de yasaklanmakta.
Hamburger, sütlü içeceklerle, kek ve bisküvilerden uzak durulması salık verilmekte.
Şekerli besinlerin neden saldırganlığı artırdığı henüz bilinmiyor. Kriminolojist Diana Fishbein kan şekeriniz düştüğünde beyniniz gereği gibi çalışamaz. Zira beyin, kandaki şekerin % 50’sini kullanır.
Beyniniz gereğince çalışmazsa, davranışınız değişir. Tedirginlik, baş ağrısı, öfke vb. ortaya çıkabilir.
İşin garip yanı, ne kadar şeker yerseniz kan şekerinizin düşme eğiliminin o kadar fazla olmasıdır. Uzmanlar, çok fazla şeker yediğinizde vücudun dengeyi sağlamak için aşırı çaba harcaması sonucu bu durumun ortaya çıktığına inanıyorlar.

Şeker Hakkındaki Doğrular ve Yanlışlar

Şeker Hakkındaki Doğrular ve Yanlışlar

Şeker, her gün yediğimiz sıradan bir besindir. Kahve ve çaydan başka bisküviler, meyve suları ve de bütün meyveler şeker içerir. Beslenme uzmanlarına kalırsa, günlük şeker tüketimimizin 10 kahve kaşığını geçmemesi gerekir. Tabii buna meyvelerde, sütte ve hububattaki gizli şekerler de dahildir. Yani şeker olarak günde 4-5 kaşıktan fazla yememelidir. Şekerin zararları olduğu gibi bazı yararları da vardır.

Şeker hakkındaki bilgilerinizi bir gözden geçirmekte yarar vardır:

1- Şeker en fazla şişmanlatan besin değildir. Yediğiniz miktardır önemli olan. Glikoz ve frutoz gibi iki basit şekerden oluşur ve bütün karbonhidratlar gibi gramında -1 kalori vardır. Asıl şişmanlatanlar yağlardır Bir gramında 9 kalori vardır.

2- Şeker midede asidite yapmaz. Sadece çocuklarda bağırsakda bir tür fermantasyona (mayalamaya) yol açabilir. Ama yetişkinlerde midedeki aşırı asidi azal tıp, sindirimi kolaylaştırır bile.

3- Eğer şekerden sonra ağzınızı çalkalamazsanız, diş çürüklerine yol açabilir. Bu yüzden kuzey ülkelerinde şekerli besinlerin ambalajlarının üzerinde diş fırçası. resmi bulunur.

4- Demir ve kalsiyumun özümsenmesini engellemez? Tam tersine, bazılarına göre kolaylaştırır bile.

5- Çocuklarda tedirginlik yapmaz.

6- Cildde sivilce ve döküntülere sebep olmaz. Gene de yağlı, kremalı vb. pastalar konusunda aşırılık etmemekte yarar vardır. Gerçi sivilcelerin (akne) sebebi bilinmemektedir ama ağır besinler uzun vadede cildi olumsuz etkilerler.

7- Uzun vadede şeker hastalığına (diabet) yol açmaz. Diabet fazla şeker yemekten ileri gelmez.

8- Damar sertliği (arteryoskleroz) ve enfarktüse sebep olduğu da doğru değildir. Bu iddia hem çokça şeker, hem de doymuş (sature) yağ içeren turtalar ve tatlıların yenmesinden kaynaklanır.

9- Balın şekerden daha şişmanlatıcı olduğu da doğru değildir. Aynı miktarda şekerde, baldan daha yüksek kalori vardır. 10 gr. (2 çay kaşığı) şekerde yaklaşık 40; 10 gr. (1 çay kaşığı) balda ise 30 kalori bulunur. Şekerdense bal yemek yerine, yenen miktarın kontrolü, diyet açısından daha önemlidir.

İki Tür Şeker Vardır

Enerji sağlıyor ama… Besin Değeri Olmayan Madde Şeker

Şeker, enerji Sağlar bize. Bütün karbonhidratlar da öyledir. Patates, ekmek, tatlılar ve hamurişleri karbonhidratlidır ve bunlar sindirimlerinin ardından “şekere” dönüşür. Vücudumuzun enerji ihtiyacını, bunlar karşılarlar.

Her ne kadar enerji ihtiyacımız’ karşılamak için şekerin vazgeçilmez bir şey olduğu sanılırsa da, pek doğru değildir bu. Toplam enerjimizin % 20’sinden fazlasını şekerle sağlamamıza rağmen şeker, elzem, “olmazsa olmaz” bir şey değildir. Söz gelimi, bir atlet, çabucak enerji sağlamak için bir kaşık şeker yese de olur, bir parça ekmek yese de. Şekerdeki glikozun kana karışması ekmeğin glikozundan birazcık daha çabuk olur. Bu fark o kadar azdır ki, pratikte etkisi farkedilmez bile.
Şişmanlatıcı özelliği açısından şekeri karbonhidratların kefesine koyma eğilimi fazlaysa da araların-da çok önemli bir fark olduğu da bir gerçektir. Şeker, enerji sağlayan bir karbonhidrattır. Ve enerji sağlayan ama hiç besin değeri olmayan tek besindir. Bu yüzden de “boş enerji” kaynağı olarak adlandırılır.
Oysa karbonhidratlı besinler, enerjiyle birlikte, protein, vitamin, mineral ve elyaf gibi önemli besleyici unsurları da sağlar. Söz gelimi, ekmek önemli bir protein, demir, kalsiyum ve B vitaminleri kaynağıdır. Patates, ihtiyacımız olan C vitamininin % 25 ilâ 50’sini Sağlar.
Bunlara ek olarak, şeker, kalorilerin yoğunlaşmış şeklidir. 30 gramında 110 kalori vardır. Oysa haşlanmış patateste 25, cipste ise 70’dir bu miktar. Ekmeğin aynı miktarında 66, fasulyede ise 18 kalori vardır.

İki Tür Şeker Vardır

Aslında iki tür şeker vardır. Ve bunların özümsenme süresi aynı değildir. Çabuk özümsenen şekerler, bal, reçel, çikolata, şekerli içecekler, meyve şekerleridir. Eriye-bilen şekerdir ve “tatlıdır” bunlar.
Ağır özümsenen şekerlerse, nişastalı besinlerdir. Erimezler ve de “tatlı” değildirler. Un, ekmek, hamurişleri, pirinç, patates, kestane, muz işte bu ikinci tür şekerdendirler.
Birinci tür şeker, bir veya iki molekül şekerden oluşur ve birkaç dakikada kana karışır. İkinciler ise, binlerce molekülden oluşur ve birkaç saatte kana karışırlar. Şekeri özümsemek için pankreas, ensülin hormonunu çıkarır. Bu salgı, kandaki şeker oranın azaltır (hipoglisemi).
Ağır özümsenen şekeri çabuk özümsenene tercih etmekte yarar vardır. Zira mide özsuyu bunları çok as sözer. Pankreas da daha ağır salgılar ensülini.

Şeker Hastaları

Şeker Hastaları

Besinlerdeki Gizli Şekere Dikkat!

Fasulye, makarna gibi bazı besinler, kandaki şeker miktarını, francala ile şekerin kendisinden daha vavaş vükseltirler, biliyor musunuz? Son araştırmalar, sanayice daha fazla işleme tâbi tutulan besinlerin kandaki şeker miktarını arttırma ihtimallerinin daha fazla olduğunu göstermekte.
Yanda verdiğimiz cetveldeki glisemi miktarı, karbonhidratlarm kandaki şekeri arttırma hızını ölçer. Bu rakam ne kadar yüksekse, kandaki şeker o kadar çabuk artıyor demektir. Özellikle şeker hastaları (diabet) için çok önemlidir bu.
Araştırmacılara göre, modern besin işleme metotları, şeker hastaları (diabet) için zararsız olan bazı karbonhidratları, kandaki şekeri yükselten zararlı unsurlar haline getirmektedir.

Şeker Artışı

Parlatma, mayalama, ön pişirme gibi işlemler, karbonhidratları sindirim enzimlerince daha kolay sindirilir hale getirip şeker oluşmasını kolaylaştırırlar. Makarna, kepekli ekmek gibi geleneksel nişastalarsa enzimleri daha çok çalışmaya zorlarlar. Böylece de kandaki şeker artışı yavaşlar.

Şeker Hastaları İçin Şekersiz Reçel Yapılabilir

Şeker hastaları ve zayıflama rejimi yapanlar da reçel yiyebilir. Tabii şekersiz olarak, sakarinle hazırlanmış bir reçel olacaktır bu.
Az bir suyla pişmiş meyveye, kilo başına 1 gr. asit salisilik ve 6 tablet sakarin ilave edin; güzelce karıştırıp kavanozlara koyun.
Sakarin tabletlerini, ezip toz haline getirdikten sonra ilave edeceksiniz tabii reçelinize.

Eroin Bağımlığı İle Kıyaslanabilecek Şeker Bağımlılığı

Son araştırmalar, şeker bağımlılığının eroin bağımlılığıyla kıyaslanabilecek boyutta zararlı olabileceği konusuna dikkat çekiyorlar.

“Aslında vücudumuz saf şeker tüketmeye hazırlıklı değildir.” diyorlar. Bu yüzden şeker yediğimizde, içtiğimizde hemen alarma geçer ve yakmak için son sürat ensülin üretir.

Ensülin görevini çok iyi yaptığından şeker oranı çok çok düşer. Bunun sonucunda kendimizi bitkin, yorgun hissederiz, beynimiz durmuş gibidir ve hemen tatlı yeme ihtiyacı duyarız. Yiyince de hemen kendimizi zinde hissederiz. Ama kısa sürer bu hal. Zira yeniden ensülin ‘patlaması’ olur ve de cehennemi döngü tekrarlar bir kere daha.”
“Eğer ‘şeker almayı’ sürdürürseniz, krizler daha da ağırlaşarak sürer. Ve de bundan en çok zarar gören sinir sisteminiz olur. Sonuç, sinir hastaları sayı-sının kaygı verici ölçüde artmasıdır.” diyor bu konuda bir kitap yazmış olan ABDli William Dufty.

Muzır Besinler

Her şeyden önce şu zararlı şekeri azaltan. Ya da hiç değilse günün sadece belli bir saatinde yiyin.
Eğer vazgeçemiyorsanız, çikolata, bisküvi, reçel vb. “muzır” besinleri kahvaltıda yiyin.
Yedikten sonra dişlerinizi yıkamayı ihmal etmeyin.
Unutmayın ki, şeker diş taşlarının zararlarını arttıran bir yiyecektir. Çiğ yeşil sebze bakımından zengin bir beslenme rejimi uygulayan. Böylece otomatik temizleyici özellikleri sayesinde diş etlerinizin güçlenmesini sağlarsınız. Pişmiş besinlerin böyle özellikleri yoktur.

Şeker Hafızayı Güçlendirir

“Şeker şişmanlatıcıdır, şeker yenilmemesi gereken 3 beyazdan biridir” diye tekrarlanıp duruyor.
(Öteki 2 beyazsa un ve tuz, biliyorsunuz)
Oysa şekerden yoksun kalmak bazı kimselerde ipoglisemiye davetiye çıkarır. Bu da hafızayı “siler” biliyor musunuz?..
Unutmayın ki, beyin büyük bir şeker tüketicisidir. Şekerden enerji sağlar.
Sınav sırasında çocuklara sabah aç karnına tatlı yedirilmesi belki de bundandır, kimbilir?
Karaciğer rahatsızlıklarında ise ilâç gibidir. Hem harcanan enerji ihtiyatını yerine koyar ve karaciğerin düzgün işlemesini sağlar, hem de organizmanın iyileşmesini, sağlığa kavuşmasını.

Şeker Kalsiyumun Emilisini Kolaylaştırır

Şeker, kalsiyumun vücut tarafından özümsenmesini kolaylaştınyormuş, biliyor musunuz? Osteoporosise (kemik erimesi) en çok hedef olan ileri yaştaki kadınlar için çok önemli bu.
Besin Araştırma Merkezi’nden (ABD) bilim adamları, kalsiyumla birlikte alınacak bir çay kaşığı dolusu glikozun vücudun kalsiyum emişini yaklaşık % 25 artırdığını tesbit etmişler.
Şekerin gerekli ek minerallerin vücut tarafından emilmesini artırdığı konusundaki araştırmalar, durumun kesinlik kazanması için derinleştirilmekte.

İlginiz Çekebilir

Murat Dere

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdikten sonra çeşitli alanlarda çalıştıktan sonra kendimi ekonomi ve siyaset konusunda geliştirdim. Bu konularda severek ve tarafsız olarak okuyuculara haberler paylaşmaya çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu