Instagram takipçi satın al
İlginç BilgilerListeler

Milgram Deneyi Hakkında Şok Edici Bilgiler

Milgram deneyi yüzyılın en büyük sosyal psikoloji deneylerinden en önemlisidir. Yazımızda milgram deneyi hakkında çok ilginç bilgilere yer verdik.

istanbul temizlik şirketi

Milgram Deneyi nedir?

Milgram deneyi yüzyılın en büyük sosyal psikoloji deneylerinden en önemlisidir. Yazımızda milgram deneyi hakkında çok ilginç bilgilere yer verdik.

“Eğer sizden bir insanı öldürmeniz istense ve bu isteği sizden çok daha üst rütbeli bir kişi yapsa, karşınızda olan suçsuz bir insanı öldürebilir misiniz?”

Okuduğunuz sorunun cevabını merak eden en büyük isim sanıyoruz ki Psikolog Doktor Stanley Milgram’dı. Kendisi Yale Üniversitesi’nde öğretim görevlisiydi. Kişilerin otoriteye karşı boyun eğerek ne gibi şeyler yapabileceğini merak ediyordu. Bu merak ona Kudüs’te bir Nazi subayının yargılanması sırasında hakimin:

“Soykırımın sonuçları, Eichmann ve benzerleri tarafından da benimsenmekte miydi, yoksa bu kişiler, otoriteye boyun eğdikleri için mi soykırım yaptılar?”

sorusunu subaya sorması ile gelmişti. Merak edilen şuydu: Eichmann ve ona eşlik edenler soykırımları kendi istekleri ile mi yapmışlardı? Yoksa sadece kendilerinden üstün bir otorite olan Adolf Hitler istiyor diye mi? İşte Stanley Milgram’ın merak böylece başladı.

“Kişi kendisinden üstün olan bir otorite istiyor diye bir başka insanı öldürebilir mi?”

Milgram Deneyi nedir?

Milgram Deneyi fikri ve uygulanması

Bu sorunun cevabını uzun yıllar düşünürken aklına gelen bir deney fikri oldu. Miligram, deneyi şöyle planladı. Deneyde üç kişi olacaktı. Kendisi, denek ve aktör. Deneyde kendisi eğitmen rolünde olacaktı. Yani perde arkasından emirleri verecek olan kişi. Denek ise karşısında bulunan şahsa acı uygulayacak olan kişi idi. Denek denmesinin sebebi kendisinden üstün olan bir otoritenin emirlerini karşısındaki insanın canını yakacak şekilde uygulayabilecek mi bunun ölçülecek olmasıydı. Son olarak aktör. Aktör ise acı çekecek olan kişiydi. Aktör denmesinin sebebi Miligram’ın kurguladığı oyunun bir parçası olmasıydı. İşin özünde Miligram kendisi haricinde iki şahıssa da birer kart çektirecekti.

Bu kartlardan birinde öğretmen diğerinde ise öğrenci yazıyordu. Aslında Miligram denek yani acı çekecek öğrenci rolünde ki kişilerle en başından beri bir anlaşma içerisindeydi. Öğretmenlerin çektiği kartların ikisinde de öğretmen yazıyordu. Kendileri bilmese de her hâlükârda öğretmen rolünü üstleneceklerdi. Deney ise şu şekilde gerçekleşecekti. Miligram perde arkasından öğretmenle sürekli iletişimde olacaktı. Öğretmen yani denek, öğrenci rolünde olan aktöre sürekli bir kelime söyleyecek ve bu kelimenin eş anlamlısını bulması için dört seçenek sunacaktı. Dört seçenekten doğru olanı bulursa diğer seçeneğe geçecek eğer bu seçeneklerden doğru olanını bulamazsa elektroşok cihazı ile aktöre yani öğrenciye şok verecekti. Her yanlış cevapta 15 derece artacak olan şok etkisi 450 dereceye geldiğinde ölüm demekti.

Tüm bu deney planlaması öncesinde okul genelinde bir anket yapan Milgram, tüm öğrencilere “Eğer sizin üstünüzde olan bir otorite tarafından elektroşok cihazı ile bir arkadaşınızın öldürülmesi istense yapar mıydınız?” şeklinde soru sorulmuştu. Yapılan bu ankette 0 ve 5 arasında şıklar bulunuyordu. Tüm öğrenciler ankette 0 ve 3 aralığında şıkları seçmişti. Yapılan genel ortalama da 1.2 çıkıyordu. Yani tüm öğrenciler böyle bir otoritenin emri ile bir arkadaşlarını öldürmeyeceklerini ifade ettiler. Fakat deneyin sonucu tamamen bambaşkaydı..

Milgram Deneyi otorite ve vijdan

Milgram Deneyi otorite ve vijdan

Deney başlamadan önce Milgram öğretmen olan deneklere birer kez elektroşokun en küçük miktarını uygulamıştı. Böylece karşılarındaki öğrenciye verdikleri en ufak şokta dahi ne kadar acı çekeceklerini anlamalarını istiyordu. Burada önemli olan nokta vicdanlarının devreye girmesiydi. Vicdanlarının sesini mi dinleyeceklerdi yoksa otoritenin emrini mi? Elbette aktörlerin yani öğrencilerin hiçbiri acı çekmeyecekti çünkü öğretmenlerin elinde bulunan şok cihazları çalışmayacaktı. Odada bulunan hoparlör sistemi ile her şok cihazının kademesi arttığında daha yüksek voltajlı elektrik sesi odaya verilecek ve aktör tamamıyla yalan şekilde acı çekiyor numarası yapacaktı. Deneyin başlangıcından yaklaşık her 10 dakika sonra denekler deneye son vermek istediklerini ve emirlere uymak istemediklerini dile getirdiler. Milgram tarafından hoparlör sistemi ile her deneye son vermek isteyişlerinde şu dört cümle tekrarlandı.

  • Lütfen devam edin.
  • Deney gereği devam etmeniz
  • Devam etmeniz gerçekten çok önemlidir.
  • Başka seçeneğiniz bulunmuyor, devam etmek zorundasınız.

Eğer denekler 4 farklı zamanda deneye son vermek istediklerini ısrarla iletmeye devam ederlerse deneye son verilecekti. Fakat denekler bunu en fazla 3 kez tekrarladılar. Tamamı deneyin sonuna kadar gitti ve 450 derece şoku aktörlere arka arkaya 4 kere verdiler. Bunun sonucunda karşılarında oturan şahsın öleceğini biliyorlardı fakat içinde bulundukları stres durumu ve otoriteden çekinme vesilesi ile belkide kendi hayatlarını kurtarmak uğruna deneye devam ettiler. Kendi hayatları tehlikede olmamasına rağmen içinde bulundukları stres durumu onlara kendilerinin zarar görecek olmasındansa karşılarında olan kişinin zarar görmesinin daha iyi olduğunu söylüyordu.

Deneyin sonlanması ile ortaya analiz ve raporlar sunuldu. Anket sonucunda kimse bir arkadaşına ölümcül seviyede elektrik akımını bir otorite istiyor diye vermeyeceğini söylese de; %65 bunu yapmıştı. Kısacası 40 denekten 26 tanesi deneyi sonuna kadar götürmüş ve arkadaşlarının öleceğini bilerek onları 4 kez 450 derece elektrik şoku vermişti. Deney boyunca tüm denekler sinir krizi geçirdi. Gerginlik kahkahaları attılar. Terleme, mırıldanma, kekeleme, inleme, tırnak yeme gibi tavırlar sergilemişlerdir. Fakat yine de deneyin sonuna kadar giden sayı çoğunluktur.

Miligram bu deney sonrası iki yargıya varmıştır. Bunlar;

Miligram bu deney sonrası iki yargıya varmıştır. Bunlar;

Törecilik Teorisi:

Eğer bir kişi karar verme mekanizmasını doğru şekilde kullanamıyorsa, yani bireysel olarak kararlar alamıyorsa bu kendisinin sürekli olarak hata yapacağı düşüncesinden kaynaklıdır. Bu yüzden karar alma yetkisini gruba ve bir üst makama bırakır. Alacağı kararları sonuna kadar uygular. Yaptığı işten pişmanlık duyuyor olsa dahi sonuna kadar gider.

Aracılı Durum Teorisi:

Bu durumda birey kendisini tamamen aracı olarak görür. Yani yaptığı hiçbir davranış veya suçtan sorumlu değildir. Bütün sorumluluk bir üst makama aittir. Kendisini suçlu olarak kabul dahi etmez. Kısacası: “Emredildi, bende yaptım.” cümlesi aracılı durum teorisine en güzel örnektir.

Bu deneye 1961 yılında Yale Üniversitesi’nde Psikolog Doktor Stanley Milgram tarafından yapılmıştır. Bu deney sonrası insanların pek çoğunun zorlu ve kritik anlarda kararı kendisi almak yerine bir üst mertebeye bırakarak; doğacak sorunlardan kendisini sorumlu tutmama eğilimi içine girdikleri gözlemlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı yıllarında da Hitler’in emri doğrultusunda Yahudileri soykırım yapan pek çok asker bu eğilimler içindeydiler. Milgram deneyi sonraki yıllar içinde çok kez tekrar edildi. Hemen hemen yapılan tüm deneylerde aynı sonuç alındı. Bu da insanoğlunun sorumluluk altına girmemek için gösterdiği eğilimleri ortaya koydu. Tarih boyunca pek çok insanın kendisini sorumlu görmeden bir başkası istediği için işlediği cinayetlerde Milgram Deneyi sonuçlarıyla paraleldir.

İlginiz Çekebilir

Ömer Gül

Kocaeli Üniversitesi Halkla ilişkiler bölümünden mezunum. Türkiye genelinde yaşanan olayları takip ederim, aynı zamanda teknolojik gelişmeler ve magazin dünyasıyla ilgili konularda yazmayı da seviyorum. Tarafıma Ogul@gmail.com mail adresimden ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu