Bilim tarihinin acımasız deneyi: 9 Aylık Küçük Albert Deneyi!

Amerikalı psikolog John Broadus Watson tarafından yapılan ve psikoloji tarihinin en ünlü deneylerinden biri olarak kabul gören küçük Albert deneyinin tüm ayrıntılarını sizler için kaleme aldık

Küçük Albert Deneyi ile korkunun insanoğlunun doğasında mı vardı yoksa sonradan edinilen bir refleks miydi? Bu sorunun cevabını öğrenmek için 9 aylık bir bebeğin denek olarak kullanılması ne kadar etikti? Amerikalı psikolog John Broadus Watson tarafından yapılan ve psikoloji tarihinin en ünlü deneylerinden biri olarak kabul gören küçük Albert deneyinin tüm ayrıntılarını sizler için kaleme aldık…

Küçük Albert deneyi davranışçı akımının kurucularından biri olarak bilinen John B. Watson Rus psikoloji tarihinin en ünlü isimlerinden İvan Pavlov’un köpekler üzerindeki klasik koşullandırma deneyinden esinlenerek 1920 yılında Johns Hopkins Üniversitesi Hastanesi’nde yüksek lisans öğrencisi Rosalie Rayner ile birlikte psikoloji kitaplarında geniş yer bulan acımasız bir deneydi.

Bilim tarihinin acımasız deneyi: 9 Aylık Küçük Albert Deneyi!

Kreşteki Çocukları Günlerce Uzaktan İncelediler

Watson ve öğrencisi Rosalie, çalıştıkları Hopkins Üniversitesi kreşinde bulunan çocukları, korku hakkındaki sorulara kesin yanıtlar alabilmek için uzaktan incelemeye başlarlar. Gözlemlerini tamamlayan Watson neredeyse doğumundan itibaren hastanede yetişen ve gözlemleri boyunca hiç ağlamayan hırçın ve duygusuz olan 9 aylık küçük Albert’i denek olarak kullanmaya karar verir. Albert’in annesi geçimini sağlamak için her gün hastaneye gelip sütünü para karşılığı satıyordu. Albert bu sırada kreşte diğer çocuklarla oyun oynuyordu. Korku dolu deney başlamadan önce Albert’e birkaç duygusal test yapıldı. Test sonuçlarına göre küçük Albert, Watson ve Rosalie için çok uygun bir denekti.

Bilim tarihinin acımasız deneyi: 9 Aylık Küçük Albert Deneyi!

Küçük Albert Deneyinde Cevap Aranan Dört Soru Neydi?

Korku Dolu Küçük Albert Deneyi Başlar…

Deneyin ilk bölümünde Albert’e fare, oyuncak maymun, korku maskesi, tavşan ve yanan gazete parçaları gibi ilk kez görebileceği durumlar ve nesneler gösterildi. Buradaki amaç Albert’in bu nesnelere karşı tepkisini ölçmekti. Albert gösterilen nesnelere karşı hiçbir korku belirtisi göstermedi tam aksine onlarla oynamak istedi ve gülümsedi. Deneyin diğer aşamalarına geçmeden önce Albert’i birkaç gün dinlendirdiler.

Albert’i içinde sadece bez bir yatak olan boş odaya götürdüler. Beyaz fare aniden Albert’in önüne konuldu, sol eliyle fareye uzanmaya başladı. Eli hayvana dokunduğu anda çekiç ile demir çubuğa vuruldu. Rahatsız edici sesler çıkardılar Albert şiddetle sıçradı ve yere düştü ama ağlamadı.

Fareye tekrar dokunduğu anda çubuğa tekrar vuruldu. Albert yine şiddetle sıçradı, öne doğru düştü hemen sonra ağlamaya başladı. Watson ve Rayner şunları yazdı: “Fare gösterilir gösterilmez, Albert ağlamaya başladı. Hemen sola döndü, dört ayak üzerinde yükseldi. Hızla yürümeye başladı ve masanın kenarından düşmeden önce zorlukla yakalandı.”

Korku Yavaş Yavaş Albert’in Hafızasına İşlendi

Albert, laboratuvara ait iyi aydınlatılmış geniş konferans salonuna alındı. Salonun ortasındaki, ışıkların hemen altındaki bir masaya yerleştirildi. Fare yine Albert’in önüne koyuldu ve demir çubukla ani bir ses çıkarıldı. Albert sesten dolayı olduğu yerde sıçradı, korkmuştu ama ağlamadı. Fare tekrar salındığında Albert artık fareye dokunmaktan korkuyordu…

Bilim tarihinin acımasız deneyi: 9 Aylık Küçük Albert Deneyi!

Birkaç hafta aradan sonra bu sefer fare yerine köpek kullanıldı. İlk başta Albert köpeğe belirgin bir tepki vermedi. Tam bu sırada, daha önce havlamamış olan köpek, aniden üç kez yüksek sesle havladı. Albert hemen yere düştü ve köpek çıkarılıncaya kadar ağlamaya devam etti. Sonraki günlerde Albert’e, Noel baba maskesi, kürk manto ve tavşanla testler yapıldı. Zavallı Albert artık gösterilen her şeyden korkuyordu.

Küçük Albert’in Sırlarla Dolu Ölümü

Zavallı Albert’in başına ne geldiği bilinmiyor çünkü yapılan araştırmalar kesin bilgi içermiyor. Psikolog Hall Beck tarafından yürütülen 7 yıllık araştırma, kesin olmamak kaydıyla yeni bir keşfe yol açtı. Çocuğun annesinin gerçek kimliğini tespit ettikten hemen sonra, Küçük Albert’in Douglas Merritte isimli bir çocuk olduğu öne sürüldü. Eğer Albert’in gerçek adı buysa zavallı çocuk 10 Mayıs 1925’te 6 yaşında hidrosefali (beyinde sıvı birikmesi) hastalığına yakalanarak hayatını kaybetti.

Exit mobile version