Her Pazartesi Diyete ve Spora Başlayan Arkadaşlar, Arkadaşlarımız…

Hemen herkes fit bir görünüme sahip olmayı ve etrafındaki herkesi, fit ve güzel görünümüyle kendisine hayran bırakmayı düşler. Tabii hayran hayran “bakılmak” o kadar da kolay bir iş değil. Bu işin diyeti var, sporu var, düzenli uyku saati var! Her pazartesi sağlıklı ve fit olmak uğruna, çalışan veya öğrenci olan hangi durumda olursa olsun, kendinden geçen kadınların/adamların dramı burada! Neler mi yaşanıyor bu dramda?
Kadınlar için, sınıftaki/iş yerindeki incecik Nil’den daha zayıf olmak uğruna, erkekler içinse, yine sınıftaki/iş yerindeki kaslı Mert’den daha havalı olmak uğruna,  etrafındakilerden çok önce uyanmak ve sabah koşusuna/yürüyüşüne çıkmak.
Gün boyu millet pastaları, börekleri, çörekleri götürürken; onlara iç geçirerek, gözünüzde bir damla yaşla bakmak ve tatsız tuzsuz krakerlerinizi yemek.
Millet öğlen arası, gelsin hamburgerler, gitsin pizzalar keyif çatarken, kibrit kutusu kadar yağsız, tatsız tavuğa tamah etmek.
İşten/okuldan yorgun argın çıkıp, tam ayaklarınızı uzatabileceğin saatlerde, spor salonuna gitmek ve bir de orada “diliniz dışarıda kalana kadar” çalışmak.
Herşey bitti, hadi eve gidip güzel bir yemek yiyeyim derken, şimdi de haşlanmış brokoliler ve yağsız, haşlanmış patatesler ile karnını doyurmaya çalışmak.

Bonus:

Tüm bunlar bir yana, vücudunuzda çok bir değişiklik görmemek ve yine Nil ile Burak yanınızda fit fit dolaşırken milletin onları kesmesi; sizdeki “Allahımmm, neydi günahımm !?” düşünceleri…

Exit mobile version