Dövüş sanatları, insanın hem fiziksel olarak gelişmesini veya zinde kalmasını hem de zihinsel olarak özgüven artışı sağlayan spor türleri. Bunların arasında Japonya’dan Aikido ve Ninjutsu, Çin’den Wushu, İsrail’den Krav Maga ve hatta ata sporumuz olan Yağlı Güreş… Bu şekilde dövüş sanatlarını yavaş yavaş sayabiliriz. Belirli bir geleneğe sahip olmakla beraber modern yorumlamaları da olan dövüş sanatları günlük hayatta ne kadar uygulanabilir?
Hemen havaya girmemeli
Eğer bir dövüş sanatı eğitimi aldıysanız fark edeceğiniz üzere eğitmen eşleştirmeleri boya veya kiloya göre yapar. Eğitmen hareketleri gösterir ve sizden tekrar etmenizi ister: “Şimdi bir sağ kroşe!” Sağ kroşe yavaş yavaş, süzüle süzüle yüzünüze doğru gelir. Siz de solunuzdan gelen yumruğu savunmak için sol kolunuzla yüzünüzü kapatırsınız tabii eğer o an armut toplamıyorsanız. Ya da diyelim ki topluyorsunuz yine de bir ziyanı olmaz çünkü vuruşlar doğal olarak en az yarı yarıya daha etkisizdir ve siz de kendinizi eğitim moduna aldığınız için kendinizi daha kolay yere bırakır ve teknikleri de daha serbest bir şekilde uygularsınız. Bundan daha doğal ne olabilir? Sonuçta her derste yüzümüzde morluk, kafamızda şişlik veya kaşımızda bir yarık olursa eğitimin sonuna kadar dayanamayız herhalde…
Fakat diyelim ki sokaktayız, yani hiçbir siklet ayrımının veya kuralın bulunmadığı bir ortam. Karşımızda eğitmenimiz ya da dersteki arkadaşlarımız kadar nazik insanların çıkmayacağı kesin. Olası bir kapkaç ile veya birden fazla kişi ile saldırma, farklı silahlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. “Bana şimdi bir sol direkt at!” dediğimizde karşımıza yavaş yavaş yaklaşan bir yumruk gelmeyecektir. ” Yok yok öyle değil bak sol elinle tam şurama doğru!” deme şansınız da yok. En güçlü boksörü bile nakavt eden aslında tek yumruktur
Öte yandan bütün bu çevresel faktörler dışında hesaba katmamız gereken durumlar da var. Mesela eğitimini aldığınız dövüş sanatını, salonlar dışında kullanmanız da vicdani olarak sizi rahatsız edebilir, kendinizi savunurken tereddüt edebilirsiniz. Söz içsel bir faktörden açılmışken hormonal etkileri de göz önünde bulundurmakta fayda var. Zira olaylar karşısında artış gösteren adrenalin, kendimizi savunurken olağanüstü şeyler yapabilme enerjisi verebilmenin yanında başkaları tarafından anlamsız ve gereksiz bir çok şey yapabilecek etkiye sahip. Unutmamak gerekir ki profesyonel boksörler bile ani gelen tek yumruk ile nakavt olurlar çoğu zaman.
Eğitimlerde yukarıdaki durumların hepsine karşı bir çözüm olduğunu, farklı olaylar karşısında nasıl davranılması gerektiğini öğrenebilirsiniz. Yalnız zamanla ve disiplinli bir çalışma ile olası bir saldırı halinde filmlerde gördüğümüz sahnelere yakın bir performans sergilemek elbette sizin elinizde.
