Çocuğumuza öğretmemiz gereken temel kurallar

Çocuk, ezberletilen kurallar silsilesini bilir ama çoğunlukla uygulamaz. Birisinin odasına girerken kapının çalınması gerektiğini duymuştur ama bunu yapmaz, ebeveynlerinin odasına kapı çalmadan dalar. Aslında, önce çocuğun odasına kapıyı vurmadan giren anne ve babadır. Çocuk da ne görürse onu uygular. “Sigara içme!” deyip çocuğun karşısında püfür püfür sigara içmek gibidir bu mesele.

“Çocuğunuzun nasıl davranmasını istiyorsanız siz de öyle davranmalısınız!” Belki de çocuklardan önce anne babaların bu kuralları öğrenmesi gerekiyor..

Philip Zimbardo’nun, “The Stanford Prison Experiment/ Stanford Üniversitesi Hapishane Deneyi” adıyla bilinen araştırmasında, gönüllü deneklerin bir kısmı mahkum, bir kısmı gardiyan olurlar ama bir süre sonra rollerine kendilerini öyle bir kaptırırlar ki olay deney olmaktan çıkar, kabusa dönüşür. Gardiyan rolündekiler, mahkum rolündekilere dünyayı gerçekten “zindan” ederler. Sanki içlerinden birer şeytan çıkmıştır!

Deneyci Zimbardo’nun basireti bağlanır deneyi bir türlü durdurmayı akıl etmez. Neyse ki, Zimbardo’ya karşı gelen Christina Maslach adındaki kahraman genç kız, “Hayır Philip! sen bu gençlere ne yapıyorsun! Bu yaptığın deney artık çığırından çıktı, bu deneyi durdurmalısın!” der de insanlar birbirini yemeyi bırakırlar.

Bu örnek çocuğumuza öğretmemiz gereken temel kurallardan bazılarını  açıkça ortaya koyuyor:

“Hayır demesini bilmek!”

(Gerçi ileride Christina, Zimbardo’nun evlilik teklifine “hayır” diyememiştir ama bu ayrı bir konudur.)

“Ucuz kahramanlık yapmamak!”

Böylece çocuğumuz gücünün yetmeyeceği besbelli olan adamlardan uzak durmayı da öğrenerek sağlığını korumuş olur.

“Gerektiğinde çekinmeden başkalarının işine burnunu sokmak!”

Haklı olduğunuz yerde, üstelik kendiniz için değil bir başkası için yaptığınız hak arayışında kimsenin bir şey demeye yüzü olmaz.

“Emek vermeden elde edilen her şeyin bir gün değerini yitireceğini bilmek”

Çocuğumuz ona ne kadar emek verdiğinizi bileceği için değerini de daha iyi anlar.

“Hiç kimsenin bütünüyle iyi olamayacağını bilmek ve tedbiri elden bırakmamak!”

Sonradan hayal kırıklığına uğramaktansa önceden olabileceklere hazırlıklı olmak iyidir.

“Otorite saydığın kişinin de hata yapabileceğini hesaba katmak!”

Galileo ne diyordu; “Doğa olayları neden sonuç ilişkilerine göre devam eder, Aristoteles’in kitaplarına göre değil!” İşte tarihteki en önemli otoritelerden biri olan Aristo’nun dogmalarını böyle yıkmıştı Galileo.

“Hiç kimseye sorgulamadan körü körüne itaat etmemek!”

Sokrat’ın da dediği gibi, Sorgulanmadan yaşamak, yaşamak değildir.

Sokakta sıkça rastladığımız durumlardan biri annelerin bazen de babaların çocuklarına bağırması, hatta vurmasıdır. Kaç kişi bu insanlara dönüp de “Çocuğa böyle davranamazsınız!” diyebilir ki? Çoğu insan, “Aman neme lazım, anasıdır, babasıdır, ben karışmayayım” diye düşünüp geçip gider. Karışana da kadın; “Sana ne be, benim çocuğum değil mi istediğimi yaparım!” deyip üste çıkar. İşte çocuklarımıza öğretmemiz gereken diğer kural:

“Her kötülüğün içinde bir parça iyilik; her iyiliğin içinde bir parça kötülük bulunduğunu bilmek!”

Uzak Doğu yaşam felsefelerini incelemenin faydalarından istifade etmek lazım.

“Önce kendini sonra da diğer insanları, çevreyi, doğayı sevmek ve zarar vermemek.”

Kendini gerçekten severse zaten kendine iyi bakar ve siz de mutlu olursunuz. Kendini sevmeyen başkalarına da yararlı olamaz, tıpkı uçakta gaz maskesini önce kendimize sonra çocuklara ve yardım isteyen başka insanlara takmak gibi bir şeydir bu.

“Beni ilgilendirmez dememek, ilgilenmek!”

Bu toplumda yaşıyorsan sen de olan biten her şeyden bir parça sorumlusun!” Büyüklerin bir lafı vardır: “Dayak gördüğün yerden hemen kaç, yemek gördüğün yere hemen çök!” Atalarımız böyle demişse de biz çocuğumuza bunu daha iyi bir dille anlatabiliriz:

Exit mobile version