Ortak noktaları basketbol oynama tutkusu ve çok çalışma azmi olan, zirveye çıkmış oyunculara birlikte göz atalım.
Basketbol sahalarında o kadar çok başarı hikayesi vardır ki saymakla bitirilemez. Basketbol dünyasında kendilerine yer edinmiş iki yerli ve iki yabancı oyuncuyu sizin için seçtik. Tabi illka başka başarı hikayeleride vardır fakat biz aralarında Türklerinde olması gerektiğini düşünerekten iki Türk basketbolcumuzu da listemize ekledik.
Hidayet Türkoğlu:
İlkokul bahçesinde basketbol oynarken keşfedilerek okul takımına alınan, başarıları ile Efes Pilsen’in alt yapısına girmeyi başaran ve Özel Çavuşoğlu Koleji ile oynadığı Dünya Şampiyonası’nda yıldızı parlayan başarılı oyuncunun hayatı Peter Naumoski’nin takıma geri dönmesi ile değişti. Naumoski’yi izlemek için antrenman sonrası salonda kalması efsane oyuncunun ilgisini çekmiş ve bir süre sonra onu yanına çağırarak beraber antrenman yapmayı teklif etmiştir. Naumoski’den çok şey öğrenen Hidayet’in ilkokul bahçesinden başlayan basketbol hayatı NBA kariyerine kadar başarı dolu bir şekilde uzanmıştır.
Mehmet Okur:
14 yaşında sokakta basketbol oynarken keşfedilen Okur, garsonluk günlerinden Detroit Pistons’un en değerli oyuncularından bir tanesi olarak NBA şampiyonluğuna uzanan müthiş hayat hikayesi ile çok çalışmanın getireceği başarıların canlı örneği. 2007 sezonunda Batı Konferansı’nda All-Star seçilen Mehmet Okur bu başarıyı gösterebilen ilk Türk oyuncu olarak NBA tarihine geçti.
Michael Jordan:
Lise ikinci sınıfta boyunun kısa olduğu ve basketbola yeteneğinin olmadığı gerekçeleri ile basketbol elemelerinden geçemeyen ünlü basketbolcu, tam pes etmişken annesinin “önemli olan takımın içinde senin ne kadar küçük olduğun değil senin içindeki takımın ne kadar büyük olduğudur” sözleri ile sıkı bir çalışma temposuna girerek bir sonraki sezon takıma girmeyi başarmış ve azmi ile dünyanın en büyük basketbol yıldızı haline gelmiştir.
Jeremy Lin:
Babasının katı tutumuna ve kısa boyuna rağmen okul takımına girmeyi başaran Jeremy, lise sonrası basketbol konusunda geri planda bulunan Harvard ona burs sağlayınca iyi bir okula gitmeyi başarsa da çok istediği basketbol hayatında ileri gitme olanağını kaybetmiştir. Ancak çok çalışan, Harvard’ın en iyi oyuncusu haline gelen ve aynı zamanda okuduğu ekonomi bölümünden başarı ile mezun olan Lin, imkansıza yakın bir başarı ile draftlarda kendisine yer bularak bir anda NBA dünyasına adım atarak başarılı spor hayatına devam ediyor.
